Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/15792 E. 2015/12248 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15792
KARAR NO : 2015/12248
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2014
NUMARASI : 2012/634-2014/414

Davacı M.. O.. vekili Avukat M. M. tarafından, davalılar M.. Ç.. ve diğerleri aleyhine 07/12/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 03/11/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken (görevlerini yaparken) kusurları sonucu şahıslara zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar gören şahısların kamu görevlileri aleyhine adli yargıda açtıkları tazminat davasıdır.
Anayasa’nın 129/5. maddesindeki “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabilir” hükmü ile buna paralel olarak düzenlenmiş olan 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13. maddesi hükmünün açık, net ve amir olması, bu düzenlemeler gereğince kamu görevinden dolayı zarar gören kişilerin ancak idare aleyhine idari yargıda dava açabileceği, kamu görevlisi aleyhine adli yargıda dava açılmasının ve açılacak bu davalarda kamu görevlisinin kişisel kast veya kusurunun araştırılmasının mümkün olmaması, yasa hükümlerine aykırı yorum ve uygulama yapılamayacağı, idari yargının görevine giren davaların kamu düzenine aykırı sonuç doğuracak şekilde adli yargıda görülemeyeceği, kamu görevlileri hakkında adli yargıda kişiler tarafından açılan tazminat davalarının kast ve kusur araştırması yapılmaksızın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, taraflardan birinin davacı ve davalı olma sıfatının bulunmadığının anlaşılması halinde açtığı veya aleyhine açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle ret edilmesi gerekirken mahkemece kabul edilmesi halinde, ilgili tarafça itiraz ve temyiz edilmese dahi dosya kapsamından taraf sıfatının yokluğunun temyiz incelemesi sırasında Yargıtay’ca anlaşılması halinde yasaların mahkemelerce uygulanmasını denetleyen Yüksek Mahkeme olarak sıfat yokluğu nedeniyle ilgili taraf hakkında davanın ret edilmesi yönünde kararı bozması gerektiği, bu durumun re’sen incelenecek hususlardan olması nedeniyle aleyhe bozma yasağını ihlal etmeyeceği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 03/11/2015

KARŞI OY YAZISI

Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ile ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup, dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasa 129/5, 129/5, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13/1, HGK 2011/4-592 E 2012/ K) bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir.
Somut olayda; davacının tapulu gayrimenkulü etrafındaki çit ve su borularına verildiği iddia edilen zararların Antalya İl özel İdaresi tarafından yol genişletme çalışmaları sırasında meydana geldiği göz önünde bulundurularak davacının hizmet kusurundan kaynaklandığından idare aleyhine dava açması gerekirken o tarihte muhtar ve köy ihtiyar heyeti üyeleri olan davalılar hakkında açılması sebebi ile davanın davalıların, davalı olma sıfatları bulunmadığından sıfat yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, işin esasına girerek verilen kısmen kabul kararının bozulması düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşlerine katılmıyorum. 03/11/2015