Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/15604 E. 2015/12565 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15604
KARAR NO : 2015/12565
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2012/41-2014/358

Davacı F.. T.. vekili Avukat A..Ü..tarafından, davalı E.. Y.. aleyhine 30/01/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/11/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat isetmine ilişkindir.
Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davarınışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir.
Eş, söyleşiyle, esasen dava dışı eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte, onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen ilişkiye giren davalının da eşin sadakatsizlik eylemine katıldığında, her ikisininde bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku yoktur. Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde düzenlenen birden fazla şahsın müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları, diğer bir deyimle tam teselsül hali mevcut olup, davalı doğan zarardan davacının eşi ile birlikte mütesilsilen sorumludur.
Müteselsil sorumluluğun bulunduğu durumlarda davacı alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi, bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir.
Mahkemece, davalının açıklanan şekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek davacı eş yararına manevi tazminata karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin hükmünün Dairemiz sayın çoğunluğu tarafından onanmasına ilişkin kararına katılamıyorum. 09/11/2015