Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/15462 E. 2015/13107 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15462
KARAR NO : 2015/13107
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/85-2013/518

Davacı M.. Y.. vekili Avukat A.. K.. tarafından, davalı E.. K.. aleyhine 21/02/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, kişilik haklarının ihlali nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kendisinin C..H.. öğretim üyesi, davalının babasının da hastası olduğunu, hastanede tedavi gören babasının vefatı üzerine davalının dahiliye servisine gelerek gıyabında hakaret ve tehditte bulunduğunu, olay nedeniyle şikayetçi sıfatıyla ifade vermeye gitmesi dolayısıyla özel muayenehanesinde hasta muayene edemediğini belirterek maddi ve kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle de manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu olay sonrası, davacı tarafından şikayetçi sıfatıyla ifade verilen saatlerde muayene yapılamaması nedeniyle maddi zarar meydana geldiğini ispatlayan somut delil bulunmamaktadır. Dolayısıyla ispatlanmayan zarar yönünden maddi tazminata hükmedilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
b) Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği T..K.. 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olayda; olayın oluş biçimi, gelişimi ve olay tarihi ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.