YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13967
KARAR NO : 2015/10981
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
MAHKEMESİ : Edremit 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2014
NUMARASI : 2013/187-2014/367
Davacı M.. A.. vekili Avukat Mahmut tarafından, davalı E.. A.. aleyhine 16/04/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, hakaret nedeniyle kişilik haklarına yapılan saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, davalı ile aynı sitede oturduklarını, toplantı sırasında davalının sandalye ile üzerine yürüyüp kendisine hakaret ettiğini iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacının birlikte oturdukları sitenin sığınağını kahvehaneye çevirmek istemesi nedeni ile aralarında tartışma çıktığını toplantı sırasında kendisine ve eşine siz mesleğinizi bilmiyorsunuz önce mesleğinizi öğrenin diye söylemesi üzerine olayın meydana geldiğini hakkında verilen mahkumiyet kararının hükmünün açıklanmasının geri bırakılması nedeni ile temyiz yolu kapalı olduğunu, en azından hakaretin karşılıklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının davacıya yönelik haksız eylem teşkil eden davranışları nedeni ile 5.000,00 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü Kanun’un takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olaya gelince, taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.