Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/13896 E. 2015/12149 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13896
KARAR NO : 2015/12149
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2014/20-2014/196

Davacılar A.. A.. ve diğerleri vekili Avukat U..P.. tarafından, davalı M.. K.. aleyhine 10/01/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın reddine dair verilen 13/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/11/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davalı ihaleye katılıp taşınmazı satın aldığı halde ihale bedelini yatırmadığından taşınmaz daha sonra yapılan ihale sonucundan daha düşük bir bedelle dava dışı 3. kişiye satılmıştır.
Davacılar, ihale bedelinin davalı tarafından yatırılmaması nedeniyle iki ihale bedeli arasındaki farktan dolayı zarara uğradıklarını ileri sürerek hisseleri oranında tazminat davası açmışlardır.
Yerel mahkeme, konuya ilişkin Yargıtay 4. ve 12. Hukuk Dairelerinin kararlarına dayanarak davanın reddine karar vermiş, Dairemizin sayın çoğunluğu da bu kararı onamıştır.
İİK’nın 133/son maddesi konu ile ilgili düzenleme olup, yoruma ve içtihade ihtiyaç duyulmayacak kadar açık ve anlaşılabilir bir düzenlemedir.
Bu düzenlemeye göre;
“İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesuldürler” denilmektedir.
Somut davamızda da, davalının alıcılardan biri olarak teklif ettiği ihale bedelini ödemediğinden ve bu bedel ile son ihale bedeli arasındaki fark kadar davacıların zarara uğradıkları da sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirdi.
Yerel mahkemenin kararına dayanak yaptığı Yargıtay 4. ve 12. Hukuk Dairelerinin kararlarının gerekçesinde “iyi veya kötüniyetli olma, genel hükümlere göre dava açılması” gibi yer alan hususlar, yukarıda yazılan İİK’nın 133/son maddesinde yer almadığından ictihadlar açık ve anlaşılabilir yasa maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Sonuç itibariyle sayın çoğunluğun kararı onama düşüncelerine katılmıyorum. Davanın kabulüne karar verilmesi düşüncesindeyim.02/11/2015