Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/13443 E. 2015/10738 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13443
KARAR NO : 2015/10738
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : Kadirli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/594-2014/549

Davacı A.. T.. vekili Avukat Menderes tarafından, davalı İ.. D.. aleyhine 10/12/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, gelininin akrabası olan davalının taşınmazdan tahliyesi için gönderilen ihtarnameye karşı kendisine hitaben yazdığı dilekçede kullandığı “dileğim torunum da geninden dolayı genç yaşta psikolojik rahatsızlığa yakalanmasın” ifadesi ile kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının söz konusu eylemi nedeniyle Kadirli 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/23 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde sanığın hakaret eylemi nedeniyle ceza almış olduğu, sanığın kullandığı ifadelerin kendisine gönderilen ihtar üzerine göndermiş olduğu mektupta yer aldığı, mektubun davacıya hitaben yazılmış olması ve söz konusu mektuptan yalnız davacının haberdar olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu m.53) “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir” biçiminde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesinde ise “…Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dosya içeriğinden, dava konusu eylem ile ilgili Kadirli 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/23 esas, 2012/269 karar sayılı ilamı ile davalının hakaret suçundan cezalandırılıp hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Anılan yasal düzenlemeler göz önüne alındığında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı hukuk hâkimi için bağlayıcı nitelikte değildir. Ayrıca dava konusu ifadeler hakaret niteliği taşımamaktadır. Bu nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.