Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/13056 E. 2015/4769 K. 14.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13056
KARAR NO : 2015/4769
KARAR TARİHİ : 14.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 14/11/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 06/05/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 14/04/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı asil … ve vekili Avukat … geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ortak murisleri lehine olan ipoteğin, geçerliliğini yitirmiş vekaletname ile davalı tarafından terkin edilip adına tesis ettiğini belirterek, uğradığı zararın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamından, tarafların baba bir, anne ayrı kardeş oldukları, ortak murisleri Fahri Bank’ın 11/10/2008 tarihinde vefat ettiği, dava dışı … ile … adına kayıtlı bulunan bir kısım taşınmazlar üzerine, muris lehine 27/10/2004 tarihinde 75.000 TL bedelli ipotek konulduğu, murisin davalı oğlu …’ı Samsun 4. Noterliği’nin 18/10/2004 tarihli 22375 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiği, bilahere aynı noterliğin 11/04/2006 tarihli azilnamesi ile vekalet görevinden azlettiği, azlin davalının bilgisi dahilinde olduğu, 18/10/2004 tarihli vekaletnameye 15/02/2008 tarihinde, 408 yevmiye numarası ile “yetki var azil yoktur” şerhi ile suret onaylama işlemi yapıldığı, aynı tarihte bu vekaletname kullanılmak sureti ile borcun ödendiği belirtilerek, bir kısım taşınmazlar üzerinden, muris lehine olan ipoteğin davalı tarafından terkin edildiği ve bazı taşınmazlara aynı gün davalı … lehine 75.000 TL bedelli ipotek konulduğu, bu işlemin yapıldığı tarih itibari ile murisin hayatta olduğu, murisin ölümünden sonra davacı tarafından İcra Dairesinin 2009/5656 esas sayılı dosyası ile dava dışı ipotek borçluları aleyhine, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/522 esas 2009/935 karar sayılı ilamı ile takip tarihi itibariyle borçlular adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde ipotek kaydı bulunmadığı gerekçe gösterilerek takibin iptaline karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından Suluova Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet neticesinde, davalı hakkında Suluova Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/27 esas (bozma ilamından sonra 2013/254 esas) sayılı dosyası ile resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, mahkemece
davalının, geçersiz kaldığını bildiği vekaletnameyi kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği benimsenerek cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm Yargıtay Ceza Dairesi’nin 30/09/2013 tarih 2013/5509 esas, 2013/13903 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma kararında; sanık müdafiinin temyiz itirazları reddedilmiş, ancak TCK’nın 204/3. maddesinde düzenlenen artırım nedeninin uygulanmaması yönünde kararın bozulduğu belirtilmiştir. Bozma ilamına uyan ceza mahkemesince, davalının atılı suçtan yeniden mahkumiyetine karar verilmiş, karar temyiz edilmekle henüz kesinleşmemiştir.
Eldeki davada mahkemece, davacının ipotek alacağının ödenmediğini kanıtlamak durumunda olduğu, murisin ipoteğin kaldırıldığı tarihte hayatta olduğu, tanık anlatımları dikkate alındığında, ipotek borcunun ödenerek ipoteğin kaldırıldığı yönünde karine oluştuğu, karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, davalının resmi belgede sahtecilik suçunu işlemiş olmasının ipotek borcunun ödenmediği anlamına gelmeyeceği, davanın kanıtlanamadığı belirtilerek reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibari ile davalınında bilgisi dahilinde vekaletten azledildiği, azil ile davalının vekalet görevinin son bulduğu, 18/10/2004 tarihli vekaletname ile işlem yapılamayacağı sabittir. Ancak davalı, azil ile geçersiz hale gelen vekaletnameyi onaylattırmak sureti ile muris lehine olan ipoteği terkin ederek, aynı gün kendisi lehine ipotek tesis etmiştir. İpotek terkin edilirken de ipotek borcunun ödendiği belirtilmiştir. Davalı, muris babasının isteği üzerine, bedeli ödenen ipotek kayıtlarını kaldırdığını savunmuştur. Şu halde; mahkemenin kabulünün aksine, ispat yükü davalıda olup ipotek bedelinin tahsil edildiğini davalı kanıtlamalıdır. İşlemin niteliği gereği belirtilen husus tanık beyanı ile ispat olunamaz. Davalının bu yöndeki savunmasına ve tanık beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Zararın kapsamının belirlenmesi ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.