YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12888
KARAR NO : 2015/10948
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
MAHKEMESİ : Çayırlı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2014
NUMARASI : 2013/51-2014/40
Davacı İ.. A.. vekili Avukat Salih tarafından, davalı M.. K.. aleyhine 22/07/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, İlçe Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yaptığı sırada adli bir vaka nedeniyle olay mahalline gittiğinde, davalı tarafından basit tıbbi müdahale ile iyileşecek şekilde yaralandığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesini istemiştir.
Davalı, olaya davacının sebebiyet verdiğini, davacının hiç bir maddi kaybının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki, tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararına ilişkin fatura, belge vs. delil sunulmadığı gibi, yaralanmasının niteliği gereği, belgesiz tedavi masrafı yapılması gerektiğini gösterir bulgunun da olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yerel mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalının maddi tazminat ile de sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı TBK’nın 56.) maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu edilen olayda; olay tarihi, olayın meydana geliş şekli ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a-b) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/10/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyanın incelenmesinde; olayın, Ç. ilçesi Emniyet Amiri olarak görev yapan davacının, çıkan kavgaya müdahale etmek için olay yerine gittiği sırada, davalının attığı yumruk ile basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralanması şeklinde oluştuğu, davalının görevini yaptırmamak için görevli memura haksız tahrik altında direnme ve alenen hakaret suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırıldığı ancak, hükmün açıklanmasını geri bırakıldığı anlaşılmıştır.
Yerel mahkemece, hadisenin gelişim biçimi ile davacının konumunu ve görevinin özelliklerini gözeterek, 2.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminata ve olay tarihi olan 28.08.2011 gününden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmiştir.
Dairemiz çoğunluğu ile aramdaki uyuşmazlık, kararın (2.) maddesindeki (b) bendine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, manevi tazminatı belirlerken olayın özelliğini ve davacının konumunu nazara alarak isabetli bir şekilde manevi tazminat miktarını takdir etmiştir. Bu itibarla; kararın onanması gerektiği görüş ve inancıyla çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 08/10/2015