Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/12739 E. 2015/12457 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12739
KARAR NO : 2015/12457
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2010/334-2014/169

Davacılar M.. K.. ve diğerleri vekili Avukat M.. Y.. tarafından, davalılar V.. O.. ve diğerleri aleyhine 07/05/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların ve davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacıların diğer temyizi yönünden;
Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davalıların 24/06/2006 tarihli genel kurul toplantısına katılmayan kişilerin verdiği özel vekaletnamelere ilişkin şikayette bulunduklarını, müvekkillerinin haklarında soruşturma açıldığını,takipsizlik kararı verildiğini, müvekkillerinin karşı şikayette bulunduğunu, iftira suçundan davalıların yargılandıklarını, cezalandırıldıklarını belirterek davalıların haksız fiilinden dolayı müvekkillerinin uğradığı maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların iftira eylemini işledikleri ceza dosyası ile sabit olduğu, bu olay nedeniyle davacı tarafın uğramış olduğu manevi zararlarından sorumlu oldukları gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, iftira eylemi ile davacıların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zararları arasında doğrudan bir illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalıların eylemi haksız fiil niteliğinde olup, zarar olay tarihinde meydana geldiğinde faiz başlangıç tarihi de olay tarihidir. Dosya içeriğinden davalıların davacıları şikayet ettikleri tarih 03/09/2006’dır. Davacılar, dava dilekçesinde şikayet tarihi olan 03/09/2006 tarihi itibarıyla işleyen yasal faizi talep etmişler fakat mahkemece yanılgılı değerlendirme ile dava tarihinden sonraki bir tarih olan 28/12/2011 tarihi itibarıyla faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince;
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olan olayda; dava konusu olayın gelişim biçimi, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacılar, (3) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalılar yararına BOZULMASINA; tarafların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.