YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12599
KARAR NO : 2015/10456
KARAR TARİHİ : 01.10.2015
MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/05/2014
NUMARASI : 2013/388-2014/247
Davacı A.. S.. vekili Avukat Murat tarafından, davalı T. Haber TV A.Ş. aleyhine 29/08/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının yaptığı yayın nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürerek manevi tazminat ile birlikte haksız saldırının kınanmasını ve buna dair hüküm özetinin de yayınlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tazminat isteminin kısmen kabulüne, davaya konu yayın nedeni ile davalının kınanmasına ve kınama kararının ihlalin gerçekleştiği haber programında yayınlanmasına karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde hakimin tazminatın ödenmesi yerine diğer bir yaptırıma veya ilave bir yaptırıma karar verebileceği gibi saldırıyı kınayan bir hüküm de kurabileceği öngörülmüştür. Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde ise yasanın takdir hakkı tanıdığı durumlarda hakimin somut olaydaki olguları gözeterek hak ve adalete göre karar vereceği belirtilmektedir.
Buna göre, hakimin davaya konu olan uyuşmazlıkların çözümünde uygulanacak yaptırımları serbestçe takdir edebileceği ancak bu yaptırımın somut olay itibariyle hak ve adalete de uygun olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu edilen olayda, mahkemece istenen tazminatın bir bölümünün hüküm altına alınması ve davalının kınanması ile, davalının hukuka aykırı eyleminin sabit olduğu belirlenmiş, böylece hem hukuka aykırılığın saptanmış olması ve hem de yararına tazminata hükmedilmekle davacının tatmin duygusu sağlanmış bulunmaktadır. Somut olayın özelliğine, haberin verildiği tarih üzerinden uzun bir sürenin geçmiş bulunmasına ve Borçlar Kanunu’nun 49/2. (TBK 58/2) maddesindeki ölçüler de esas alındığında ayrıca yayına da karar verilmiş olması yerinde değildir. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın HUMK’nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle, hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “kınama kararının, ihlalin gerçekleştiği haber programında yayınlanmasına” ifadesinin çıkarılmasına, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.