Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/12533 E. 2015/9519 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12533
KARAR NO : 2015/9519
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : Yeşilova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/02/2014
NUMARASI : 2009/1-2014/40

Davacı Nazan Sarıaslan tarafından, davalı M.. Y.. aleyhine 05/01/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/09/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, gayriresmi birlikteliğe dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki gayriresmi birliktelik Medeni Kanun anlamında gerçekleşen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik olmayıp, taraflar arasındaki Aile Hukuku ilişkisinden de doğmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin Aile Hukuku prensiplerine göre değil, Borçlar Hukuku’nun haksız eyleme ilişkin hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
Davacı gayriresmi birlikteliğin gerçekleştiği tarihte reşit ve mümeyyizdir. Kendi iradesi ile davalı ile birliktelik yaşamıştır. Bu durumda iki reşit insanın irade birliği içerisinde bir arada yaşamalarını haksız eylem kurallarıyla açıklamakta mümkün değildir. Kaldı ki Borçlar Kanunu’nun 63. maddesine göre “zarar görenin rızası” hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hallerindendir. Somut olayda tarafların birbirlerinden tazminat İsteme koşulları oluşamaz. Kaldı ki böyle birlikteliklerde bir tarafa tazminat hakkı tanımak kanunen korunmayan birlikteliklerde kanunu zorlayarak geçerlilik tanımak sonucunu yaratır.
Tüm bu nedenlerle çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyoruz. 08/09/2015