Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/12509 E. 2015/10430 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12509
KARAR NO : 2015/10430
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2012/203-2014/23

Davacı A.. S.. tarafından, davalı F.. A.. aleyhine 02/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yaptığı dönemde gerçekleştirdikleri bir operasyon sonucu davalı hakkında ceza davası açıldığını ve davalının cezalandırılmasına karar verildiğini, davalının şikayeti üzerine de kendisi hakkında kötü muamelede bulunmak suçundan dava açıldığını ve bu davada beraat ettiğini, davalının buna rağmen yapmış olduğu basın açıklamasıyla kendisi hakkında ”28 Şubat’ın işkenceci taşeronu” şeklinde ifadeler kullandığını, bu ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacı hakkında bahsedilen sözcükleri kullanmadığını, davacının kendisine ve ailesine işkencede bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı hakkında davacının İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçla Mücadele Şube Müdürlüğü görevinde bulunduğu dönemde başlatılan bir soruşturma sonucu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kamu davası açıldığı, davalının cezalandırılmasına ilişkin kararın Yargıtay tarafından beraatine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu ve davalının beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalının, söz konusu soruşturma sürecinde davacının ve dava dışı başka görevlilerin işkencesine maruz kaldığı yönündeki şikayeti üzerine de davacı ve başka görevliler hakkında ise; kötü muamelede bulunma suçundan kamu davası açılmış ve tüm sanıkların beraatlerine karar verilmiştir.
Davalı kamuoyunda ”28 Şubat” davası olarak bilinen bir ceza davası ile ilgili açıklamalar yapmış ve davacının da aralarında bulunduğu bazı kişilerden şikayetçi olacağını belirtmiştir. Davalının adı geçen basın açıklamasından sonra müşteki sıfatıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu ifadenin bir örneği dosyada yer almıştır. Davalı davaya konu basın açıklamasında davacı hakkında kamu davası açılmasına ilişkin şikayeti kapsamındaki olaylardan yola çıkarak açıklamalarda bulunmuş, başından geçtiğini iddia ettiği olayları paylaşmıştır. Taraflar arasındaki olayların seyri ve mahkemece de incelenen ceza mahkemesi davaları birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından yapılan açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı kabul edilmelidir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken kısmen kabulü doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.