Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/11558 E. 2015/10825 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11558
KARAR NO : 2015/10825
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2012/580-2014/34

Davacı Y.. Ş.. vekili Avukat Hakan tarafından, davalı E.. Ö.. aleyhine 17/04/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 04/02/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 06/10/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Hakan ile karşı taraftan davalı vekili Avukat Fatoş geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin 2000 yılından bu yana avukatlık mesleğini icra ettiğini, dava dışı kişinin borcu nedeniyle alacaklı vekili sıfatı ile hacze gittiğini, haciz sırasında davalının müvekkiline tehdit ve hakaret ederek fiili saldırıda bulunduğunu beyanla manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Olay tarihinde düzenlenen haciz tutanağından; kendisinin Ardahan Milletvekili E.. Ö.. olduğunu söyleyen davalının, alacaklı vekili olarak görev yapan davcıya karşı tehdit, hakaret ve darp eylemlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının şikayeti üzerine yapılan soruşturma sırasında tanık sıfatıyla dinlenen icra memuru beyanında; isnatları doğrulamış, olay yerine gelip araya girenler aracığılığyla davalıyı dışarı çıkardıktan sonra 155’ten polis çağırarak haciz işlemini gerçekleştirdiklerini bildirmiştir.
Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 09/03/20120 tarih ve 2012/5835 sayılı raporunda, davacının yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu belirtilmiştir.
Bu kapsamda haciz tutanağı, adli rapor ve icra memurunun beyanı gözetildiğinde davalının iddia edilen eylemleri gerçekleştirdiği sabit olmuştur. Haciz tutanağı İİK 8. maddesine göre aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup davalı tarafından bu dosyada dinletilen tanık anlatımları haciz tutanağının aksini kanıtlar nitelikte değildir. Davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1,100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine ve davacıdan alınan peşin harcın istek halinde geri verilmesine 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.