Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/10253 E. 2015/12710 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10253
KARAR NO : 2015/12710
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2014
NUMARASI : 2012/267-2014/292

Davacı Y.. C.. vekili Avukat Sadrettin tarafından, davalı İ.. E.. aleyhine 21/09/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/04/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 06/10/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil Y.. C.. geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı ile müvekkilinin birlikte dava dışı Mustafa vekili olarak Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davayı takip ettiğini, mahkeme kararında 42.600,00 TL vekalet ücretinin karşı taraftan alınarak Mustafa ‘e verilmesine karar verildiğini, ancak davalının bu vekalet ücretini tek başına tahsil ettiğini, davayı müvekkili ile birlikte takip etmiş olduklarından yarısının müvekkiline ait olması gerektiğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, ancak davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile davalının icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
Davalı, dava sahibi Mustafa kendisine kazanılmış ve kazanılacak hiçbir haklarına halel gelmeyeceği yönünde sözlü taahhüdü üzerine davacının davanın son safhasında davaya katılmasına muvafakat ettiğini, davacı ile davayı beraber takip ettiği kısa sürede karşı taraftan kazanılmış hiçbir hak olmadığını, davacının daha önce kazanılmış hakla da hiçbir ilgisi olmadığından, davanın reddine, %40 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, ilgili mahkeme ilamına göre vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı Mustafa ‘e ödenmesine karar verildiği, 6100 Sayılı HMK’nın 323/g maddesi gereğince vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, 1136 Sayılı Avukatlık Yasasının 164/son maddesi gereğince avukatlık ücretinin avukata ait olacağı belirtilmiş ise de, bu hususun vekil ile müvekkili arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek için ön görüldüğü gerekçesi ile davacının itirazın iptali isteminin reddine, 21.300.-TL nin %40 oranında inkar tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu 172. maddesinde; İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir. İş sahibi, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep eder. Avukat bu süre içinde cevap vermemişse muvafakat etmiş sayılır, denilmektedir.
Somut olayda iş sahibi Mustafa tarafından başka avukatların da davayı takip etmesine dair davalı avukattan yazılı muvafakat alındığı, bahsi geçen dosyada Yargıtay temyiz aşamasından sonra davacı avukatında davalı avukatla birlikte Mustafa vekili olarak davayı takip ettiği sabit olduğu gibi, Mahkemenin hükmettiği avukatlık ücretini icra takibi yaparak tamamını aldığı da davalının kabulündendir. Şu halde davacı avukatın hükmedilen vekalet ücretininin yarısını istemekte haklı olduğu gözönüne alınarak itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.