YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10153
KARAR NO : 2015/4783
KARAR TARİHİ : 15.04.2015
Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 18/04/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, trafik kazasında ölen eşinin ölümünden iki gün sonra, davalının internet ortamında eşi ile ilgili paylaştığı sözleri nedeniyle kişilik haklarının ve manevi değerlerinin zarar gördüğünü ileri sürerek kendisi ve çocukları için manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalının davacıların murisinin ölümünden iki gün sonra MSN paylaşımında kullanılan ifadelerden dolayı davacıların eşi ve babalarını kaybetmelerinin acısına daha çok acı katarak incinmelerine sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Kişide oluşan manevi zararın giderilmesi bakımından hakimin olayın özelliklerine, fail ve mağdurun durumlarına, kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin niteliğine göre manevi tazminat olarak bir miktar paranın ödenmesine veya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi gereğince tazminat yerine diğer bir tazmin yoluna başvurması mümkündür. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; sağlığında Kaymakamlık koruması olarak görev yapan davacıların murisi ile aralarında husumet bulunan davalının, ölenin ardından onunla ilgili yakışıksız ifadeler kullandığı açık ise de; bu ifadelerin muhatabı davacılar açısından hakaret olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Zira nezakete aykırı her söz tazminatı gerektiren saldırı türünden sayılamaz. Ancak bu sözler, sarf eden davalı yönünden söyleyeni ayıplamayı gerektirecek sözler olarak kabul edilebilir. Buna göre mahkemece, ölünün ardından yakışıksız sözler sarfeden davalının kınanması ile yetinilmesi gerekirken, bir kısım manevi tazminat ile sorumlu tutulması dosya kapsamına uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.