Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/10142 E. 2015/6363 K. 18.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10142
KARAR NO : 2015/6363
KARAR TARİHİ : 18.05.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 03/12/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı tarafından internet yoluyla gönderilen iletide, davacıya yönelik olarak kullanılan: “Edirne’nin hainleri için söylediklerimi yazmamışsın, zavallı” biçimindeki sözler nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuştur.
Dosya kapsamından; davacının gazeteci ve davalının da borsa başkanı olduğu, davalının yaptığı konuşmanın gazeteci sıfatıyla davacı tarafından haber konusu edildiği ve bu nedenle dava konusu iletinin gönderildiği anlaşılmaktadır.
Tarafların konumu ve somut olayın gelişim biçimi gözönünde tutulduğunda, dava konusu sözler yakışıksız bulunmakla birlikte, kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte değildir. Ancak, aynı ifadeler nedeniyle yapılan ceza yargılaması sonucunda, davalının hakaret eylemi sabit görülmüş ve kesin olarak mahkumiyet kararı verilmiştir.
Ceza mahkemesinin beraat ve kusur oranına ilişkin kararı hukuk mahkemesini bağlayıcı değildir. Mahkumiyet halinde ise hukuka aykırılığın varlığı yönünden ceza mahkemesi kararı, hukuk mahkemesini de bağlayıcı niteliktedir. Çünkü, suçun unsurlarından biri de hukuka aykırılıktır. (BK m.53). Bu nedenle, davalının tazminat sorumluluğu benimsenmelidir.
Borçlar Kanunu’nun 49/3. maddesi uyarınca, manevi tazminat olarak bir miktar paranın ödetilmesi yerine kınama kararı veya basın yolu ile ilan kararı verilebileceği gibi başkaca bir tazmin yolu da seçilebilir. Somut olayın açıklanan gelişim biçimi itibariyle, hukuka aykırılığın yaptırımının belirlenmesinde Borçlar Kanunu’nun 49/3. maddesi hükmü göz önünde tutulmalı ve tecavüzün kınanması biçiminde hüküm kurulmalıdır. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, (2) no’lu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.