Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2012/941 E. 2012/1034 K. 30.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/941
KARAR NO : 2012/1034
KARAR TARİHİ : 30.01.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 27/01/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargı yolu bakımından görevsizliğe dair verilen 20/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
… Milli Eğitim Müdürü olan ve kamu görevlisi sıfatını taşıyan davalının düzenlediği sicil raporu nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuş; mahkemece, Anayasa’nın 129/5. ve 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13. maddesi uyarınca yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiştir. Mahkemenin gerekçesi yerinde olmakla birlikte; varılan sonuç hatalıdır. Davanın, yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle değil; husumet yokluğundan reddi gerekir.Ancak, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; kararın, HUMK’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle hüküm bölümünün 1. ve 2. bentlerinin çıkartılarak yerine: “Husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine” biçimindeki sözcük dizisinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Dairemizin istikrar kazanmış uygulamaları ve Hukuk Genel Kurulu’nun 15/11/2000 gün ve E:2001/4-1650; 2000/1690, 26/09/2001 gün ve E.2001/4-595 K:2001/643, 29/03/2006 gün ve E.2006/4-86 K:2006/111; 17/10/2007 gün ve E:2007/4-640 K.2007/725; 31/10/2007 gün ve E:2007/4-800 K:2007/797; 20/02/2008 gün ve 2008/4-156 K:2008/140 sayılı ilamlarında aynı ilkenin benimsenmiş olmasına göre davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği şeklinde çoğunluğun bozma nedenine katılmıyoruz. 30/01/2012