YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7021
KARAR NO : 2013/6457
KARAR TARİHİ : 08.04.2013
Davacı B.. A.. vekili tarafından, davalı İ.. E.. aleyhine 09/10/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı borçlusu İ.. Ltd. Şti. aleyhine İzmir 7.İcra Müdürlüğünün 1996/4336 esas sayılı dosyasında 11.858,16 TL alacağının tahsili amacıyla icra takibine başlanıldığını ve Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 1998/265 talimat sayılı dosyası ile 18/06/1998 tarihinde haciz işlemi uygulandığını, 10.166,00 TL değerindeki menkul malın haczedilerek istihkak iddiasında bulunan davalı İ.. E..’a yediemin olarak teslim edildiğini,davalının istihkak talebinin İcra Tetkik Merciinde reddedilmesi ile talep üzerine 21/06/2001 tarihinde hacizli malların bulunduğu depoya gidildiğinde hacizli malların depoda olmadığını,davalının haksız ve kötü niyetli eylemleri nedeniyle uğranılan bakiye zararının davalı tarafa ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece, her ne kadar davalı zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de, davacının zarar miktarını 24/06/2009 tarihinde öğrendiği, bu davayı da 09/10/2009 tarihinde açtığı, dolayısıyla zamanaşımı savunmasının geçerli olmadığı, İcra İflas Yasasının 358.maddesi gereğince güvenilir kişi hiçbir hükme hacet kalmaksızın haciz zaptında belirlenen değeri icra müdürlüğüne ödemesi, teslim edilmesi gereken tarih itibariyle bilirkişi marifetiyle belirlenen farkı da ödemesi gerektiği belirtilerek istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu olay haksız eylemden kaynaklanmakta olup BK’nun 60/1 maddesinde düzenlenen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerine tabi bulunmaktadır. Diğer yandan, eylem aynı zamanda suç niteliğinde olup Türk Ceza Kanunun 508. maddesi kapsamındadır. Bu nedenle BK’nun 60/2 maddesinde düzenlenen uzamış ceza davası zamanaşımı süresi de gözönünde tutulmalıdır. Somut olayda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunun 102/4 maddesinde öngörülen uzamış ceza davası zamanaşımı süresi de 5 yıldır.
Dosya içeriğinden, icra dosyasında 18/06/1998 günü menkul malların haczinin yapıldığı ve yediemin olarak davalıya teslim edildiği, 21/06/2001 tarihinde menkul malların bulunduğu depoya gidildiğinde hacizli malların depoda bulunmadığı ve 08/07/2002 tarihinde vermiş olduğu dilekçe ile de davacı vekilinin mahcuz malları teslim etmeyen yediemin davalı hakkında yasal işlem yapılmasını istediği anlaşılmaktadır. Zararın öğrenilme tarihi olarak yasal işlem yapılmasının talep edildiği 08/07/2002 tarihi kabul edildiği takdirde dahi dava tarihi olan 09/10/2009 itibariyle 5 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesi davalıya 05/11/2009 tarihinde tebliğ olunmuş ve davalı da 17/12/2009 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur. Her ne kadar süresi geçtikten sonra zamanaşımı definde bulunulmuş ise de,davacı vekili tarafından cevap dilekçesinin kendisine verildiği 22/12/2009 tarihli celsede zamanaşımı defini içeren savunmaya açıkça karşı çıkılmamış,kendisine cevaba cavaplarını sunması için verilen 20 günlük süre geçtikten sonra sunulan dilekçe ile zamanaşımı defini içeren savunmaya karşı çıkılmıştır. Bu nedenle davalının zamanaşımı defi süresinde kabul edilmelidir.
Yerel mahkemece, davanın açıldığı günde, beş yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu gözetilerek, istemin zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.