YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10888
KARAR NO : 2012/13483
KARAR TARİHİ : 25.09.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 24/07/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 22/02/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemece sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, dava dışı yüklenici …ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalı arsa malikinin taşınmazı üzerine yüklenici tarafından inşa edilecek binadaki 1 no lu daireyi 34.000 İngiliz poundu ödeyerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını; ancak dairenin tapuda üçüncü kişilere satılarak devir edilmiş olduğunu öğrendiğini, davalı arsa maliki ile yüklenici arasındaki sözleşme uyarınca satın almış bulunduğu 1 nolu dairenin yükleniciye düşen daireler arasında olduğunu, bu durumda yüklenicinin arsa malikine karşı edimini yerine getirmiş bulunmasından dolayı kazanmış bulunduğu tescil isteme hakkının, onun halefi olarak kendisine geçtiğini, ancak tescil yönünden hukuki imkansızlık bulunduğundan ödediği bedelin avans faizi ile birlikte iadesini istemiştir.
Davalı, davacı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, yüklenicinin kendisine düşen bağımsız bölümleri satmak istediğinde kendisine haber verdiğini, gösterdiği kişi adına tapuda devir yapıldığını, davacının yükleniciye ödediği bedeli ancak ondan isteyebileceğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davacının dava konusu ettiği bedeli ödediğine ilişkin belge ibraz edemediği, iddianın ancak yazılı delil ile ispat olunabileceği gerekçesi ile istem reddedilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını iddia ettiği daire bedelini sözleşmenin tarafı olarak gözüken Erdal Doğanay’a ödediği, karşılığında taşınmazın mülkiyetinin geçirimini talep hakkı elde ettiği anlaşılmaktadır. Bir başka anlatımla davacı ile davalı arsa maliki arasında bir satış vaadi sözleşmesi bulunmamaktadır. Satış vaadi sözleşmesinde, sözleşmenin ihlali halinde taşınmazın bedeline yahut tazminine ilişkin hakkın da temlik edildiğine ilişkin bir hüküm yer almamakta olup muayyen bir hakkın temliki söz konusudur. Alacağın temliki yoluyla borç ilişkisinin devri mümkün değildir.
Şu durumda davacı satış vaadine ilişkin sözleşmeden doğan şahsi hakkını ancak akidine ileri sürebileceğinden davanın reddi gerekir ise de, ispat olunamadığından reddine ilişkin karar sonuç olarak doğrudur. O nedenle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/9. maddesi uyarınca gerekçe değiştirilerek karar onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilmesine ve bu açıdan temyiz itirazlarının reddedilerek kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.