YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/667
KARAR NO : 2012/3189
KARAR TARİHİ : 01.03.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … ve … aleyhine 07/08/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar; davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, davalı sürücünün neden olduğu trafik kazasında yaralanarak malul kaldığını, daha önce açtığı tazminat davasının kabul edildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maluliyetine karşılık gelen zararının ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, zamanaşımı nedeni ile davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, asıl dava ile istenen tutarın ilk dava sırasında alınan Adli Tıp Kurumu maluliyet rapor tarihinden itibaren uzamış ceza zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı definin reddine ve bu bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu trafik kazası 07.10.1997 günü meydana gelmiş, davacı 03.11.1997 günü açtığı dava ile uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Yargılama sonunda davacının %35,2 oranında malul kaldığı tespit olunarak hesaplanan daimi iş gücü eksikliğine bağlı zararının talep olunandan fazla bulunması nedeni ile taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuş, karar temyiz olunmadan kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 07.08.2007 günü açılmış olup, davacı, ilk dava ile talep etmediği daimi iş gücü eksikliğine dayalı bakiye zararının ödetilmesi isteminde bulunmaktadır. Dava dilekçesi davalılara 10.08.2007 ve 13.08.2007 günlerinde tebliğ olunmuş, 22.08.2007 günlü cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuşlardır.
Borçlar Yasasının 60/1. maddesi gereğince haksız eylem sonucu uğranılan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davanın, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir yılda zamanaşımına uğrayacağı kabul edilmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde ise Borçlar Kanununun 60. maddesindeki genel kural olan bir yıllık zamanaşımı süresinden farklı olarak iki yıllık zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Kural, zamanaşımı süresinin, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrenme tarihinden itibaren başlaması olduğundan, haksız eylem nedeni ile malul kalındığı durumda, Adli Tıp Kurumu’nun maluliyet oranına ilişkin rapor tarihinde zararın öğrenildiğinin kabulü ile, trafik kazasından kaynaklanan davalarda, raporun öğrenilmesi gününden itibaren 2 yıl içinde dava açılabilecektir. Borçlar Yasası 60/2. fıkrası ve Karayolları Trafik Yasası’nın 109. maddesi hükümlerinde paralel bir düzenlemeye gidilerek eylemin suç teşkil etmesi durumunda olayda uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüş olup, uzamış ceza zamanaşımı süresi olay tarihinden itibaren hesaplanır.
Somut olaya gelince; davacının taksirle yaralanmasına neden olmak eylemi nedeni ile davalı sürücü hakkında 765 sayılı TCK’nın 459/2-son maddeleri uyarınca verilen cezanın zamanaşımı süresi aynı yasanın 102. maddesine göre beş yıldır. Şu durumda, olay gününden itibaren eldeki davanın açıldığı güne kadar uzamış beş yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş bulunduğu, Adli Tıp Kurumu’nun maluliyete ilişkin raporunun öğrenilmesi gününden itibaren 2 yıllık süreninde aşılmış bulunduğu gözetilerek davanın tümünün zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken asıl dava ile istenen tutarın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.