Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2011/464 E. 2012/3451 K. 05.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/464
KARAR NO : 2012/3451
KARAR TARİHİ : 05.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … tarafından, davalı … vd. aleyhine 21/01/2010 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı … vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı … vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, … Ocak 2010 sayısında yayınlanan “Toptancı Noter(ci)” Başlıklı yazısında gerçek dışı ifadelerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Davalı, sözkonusu yazının haber ve eleştiri niteliğinde kaleme alındığını basın yoluyla hakaret eyleminin unsurlarının oluşmadığını ileri sürerek istemin reddini talep etmiştir..
Mahkemece, davacının kişilik haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğradığı gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulune karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir.Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur.Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması,genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda,basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez.Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan
yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır.
Dosya kapsamından haberin yayın tarihi itibari ile güncel bir haber olduğu, eleştiri sınırları içinde olup kişilik haklarına saldırı oluşturacak unsurlar içermediği anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, davanın reddi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek kısmen kabul edilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.