Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2011/3003 E. 2012/5217 K. 29.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3003
KARAR NO : 2012/5217
KARAR TARİHİ : 29.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … tarafından, davalı … aleyhine 04/05/2010 gününde verilen dilekçe ile aidiyet tespiti istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddolunmalıdır.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde özetle, … ilçesi … köyü … mevkii … parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, söz konusu taşınmazın tapu kaydına adının, soy adının ve baba adının doğru yazılmasına karşın doğum tarihinin yanlış yazıldığını, köylerinde kendisinden başka … oğlu … isminde bir kişinin olmadığını beyan etmekle dava konusu olan … ilçesi … köyü … mevkii … parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini talep etmiştir.
Yerel mahkemece, … ili … ilçesi … köyü … mevkii … ada … parselde yer alan 11.350 metrekare büyüklüğündeki tarla vasfındaki taşınmazın malik hanesinde yer alan … oğlu … ( 03/05/1931 … doğumlu, ana adı … TC Kimlik No: …) ile aynı yere ait kadastro tespit tutanağında adı geçen 1332 doğumlu … oğlu …’ın aynı kişiler olduğunun ve sözü edilen taşınmazın bu kişiye ait olduğuna, karar verilmiş karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Hakim Türk hukukunu resen uygular. (…m.33) prensibi gereğince dava konusu olayların hukuki açıdan değerlendirilip vasıflandırılması hakime aittir. Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice i talepleri ile bağlı iken hukukî nitelendirme ile bağlı değildir.
Dava dilekçesinde; dava konusu olan taşınmazın, davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi istenmiş; mahkemece taşınmazın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dava dilekçesi içeriğinden ve dosya kapsamından davacının isteminin davaya
konu edilen taşınmaz maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespitine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde yerel mahkemece hukuki vasıflandırmada hataya düşülerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Yerel mahkemece, taşınmazın aidiyetine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 438/son maddesi (HMK 370/2) gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hüküm fıkrasının 1. bendinin 5. satırından itibaren yer alan ” ve sözü edilen taşınmazın bu kişiye ait olduğunun” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 29/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.