Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2011/2864 E. 2011/3441 K. 30.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2864
KARAR NO : 2011/3441
KARAR TARİHİ : 30.03.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı… Gazetecilik AŞ vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 12/05/2010 gününde verilen dilekçe ile cezanın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine dair verilen 05/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, davalı … tarafından genel ahlaka aykırı yayın nedeni ile verilen 7 gün süre ile resmi ilan ve reklam yasağına ilişkin cezanın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, dava dilekçesi yetkisizlik nedeni ile reddedilmiş, karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı şirketlerine ait Bizim Kocaeli Gazetesinin 21.03.2010 günlü nüshasında genel yayın yönetmeni … tarafından kaleme alınan yazı nedeni ile davalı kurumun genel ahlaka aykırılık gerekçesi ile 7 gün süre ile resmi ilan ve reklam yasağı ile cezalandırılmalarına karar verdiğini, yazının bütünü itibari ile genel ahlaka aykırı bulunmadığını, kimseyi hedef almadığını, siyasilerin ahlaki çöküntü içinde oldukları konusunu ele aldıklarını beyanla ceza kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı süresi içinde yetki itirazında bulunmuştur.
Yerel mahkemece, davalının yetki itirazının kabulü ile davalının ikametgahı yer mahkemesi olan İstanbul Mahkemeleri yetkili olduğundan dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Basın ilan kurumunun teşkiline dair 195 sayılı yasanın 49. maddesinde “……..a) Kurum tarafından o gazete veya dergiye verilecek ilan ve reklamlar, kesinleşen Yönetim Kurulu Kararına dayanılarak, Kurum Genel Müdürlüğünce, iki ayı geçmiyecek bir süre ile kesilir. Ayrıca, bu kanunla temin edilen menfaatlerden de aynı şekilde faydalandırılmaz.
b)Prodüktörlük müessesesinin iki ayı geçmemek üzere kapatılması için, Kurul Genel Müdürlüğünce iş, Yönetim Kuruluna intikal ettirilir. Kesinleşen Kurul Kararını, o yerdeki valilik infaz eder.
(a) ve (b) bentlerinde yazılı hallerde, Yönetim Kurulu Kararına, tebliğden itibaren on gün içinde o yerdeki en yüksek dereceli Asliye Hukuk Hakimliğine itiraz edilebilir. Hakim, en geç on beş gün içinde evrak üzerinden kararını verir, bu karar, kesindir….” Hükmünü getirmiştir. Ceza verilmesine ilişkin kesinleşen kurul kararlarının o yerdeki valiliklerce infaz olunacağı düzenlendikten sonra yönetim kurulu kararlarına karşı tebliğden itibaren 10 gün
içinde o yerdeki en yüksek dereceli Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz olunabileceği biçimindeki düzenlemeden, yetkili mahkemenin, ceza verilen gazete veya derginin yayınlandığı yerdeki en yüksek dereceli asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda; davanın yetkili mahkemede açıldığı anlaşıldığına göre, yerel mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Değer, nitelik veya özel yasal düzenlemeler gereğince kesin olan veya kesin sayılan hüküm ve kararlar HUMK’nun 427/2 ve 6. madde ve fıkraları gereğince temyiz edilemeyeceği gibi, temyiz edilseler dahi Yargıtay’ca temyiz incelemesine tabi tutulamazlar. Dolayısıyla bu yöndeki dilekçenin reddine karar verilmesi gerekir.
Kesin olan veya kesin sayılan hüküm ve kararlarla, Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlar, HUMK’nun 427/6 madde ve fıkrası gereğince Adalet Bakanlığı göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcısı tarafından ancak kanun yararına temyiz edilebilir ve incelenebilir.
Somut davamızda verilen hüküm ve kararda, kesin veya kesin sayılan Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bir karar olduğu gibi, kanun yararına temyiz de edilmediğinden HUMK’nun 427. maddesi gereğince temyiz edilemez ve temyizen incelenemez. Bu konudaki dilekçenin mahkemeye verilmiş ise mahkeme tarafından Yargıtay’a verilmiş ise Yargıtay tarafından reddine karar verilmesi gerekir.
Sayın çoğunluğun (yetki, görev, kamu düzeni gibi) gerekçelerle kesin olan kararın temyiz talebini kabul ederek temyiz incelemesi yaparak sonucuna göre karar vermesine ilişkin görüş ve düşüncelerine katılmıyorum. 30/03/20111