Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2011/15161 E. 2012/3723 K. 08.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/15161
KARAR NO : 2012/3723
KARAR TARİHİ : 08.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vd. vekili Avukat … tarafından, davalı … Su ve Kanalizasyon İdaresi Gn. Müd. aleyhine 26/09/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre
davacıların tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacılar, destekleri küçük …’ın dere yatağına bağlı kanalda boğularak ölmesi nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın tazminini istemişlerdir.
Yerel mahkeme, davacı anne ve babanın 75.000,00 TL olan manevi tazminat istemlerinin 25.000,00’er TL’lik, davacı büyükanne ve büyükbabanın 50.000,00’er TL olan manevi tazminat istemlerinin 5.000,00’er TL’lik kısmını kabul etmiştir.
Borçlar Yasası’nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda 1,5 yaşındaki küçüğün kanalda boğulması şeklinde olayın gerçekleşmesi, tarafların kusur durumu, olayın gerçekleştiği tarih ve yukarıda anılan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları fazladır. Şu durumda yerel mahkemece daha alt düzeyde manevi tazminata hükmolunmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacıların tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.