Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2010/14507 E. 2012/4645 K. 22.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14507
KARAR NO : 2012/4645
KARAR TARİHİ : 22.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı-karşı davacı … vekili Avukat … tarafından karşı davalı … aleyhine 31/08/2004-27/10/2006-09/02/2010 günlerinde verilen dilekçeler ile haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın dava, birleşen dava ve birleşen karşı dava ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava ve birleşen davaların reddine dair verilen 12/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Karşı davacı (davalı) …’ın karşı davaya yönelik temyiz itirazları bakımından; Birleşen karşı dava davacısı, davacı (karşı davalı) …’ün bulunamaması ve taşınmazına tecavüzlü kısmın ortadan kaldırılmaması nedeniyle inşaata geç başlandığını belirterek bu nedenle uğradığı zararın tazminini istemişse de, yapılan bilirkişi incelemesi ve dosyada mevcut aplikasyon krokilerine göre davacı (karşı davalı) binasının tecavüzlü olduğunu öğrenmesi üzerine derhal yıkıma başlaması ve bu öğrenme tarihinin ruhsatın bitimine yakın olmasına göre karşı davacı (davalı) …’ın yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı (karşı davalı) …’ün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3-Davacı (karşı davalı) …’ün diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, birleşen dava ve birleşen karşı dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, her iki dava da reddedilmiştir. Kararı taraflar temyiz etmişlerdir.
Davacı (karşı davalı), dava ve birleşen dava ile davalının taşınmazına bitişik olan işyerinin duvarının, davalı (karşı davacının) taşınmazına tecavüzlü olduğundan bahisle yıkılması, yıkım nedeniyle binanın gerekli önlemler alınmadığından tehlikeli hale gelmesi, açık bırakılan kısımlar olup buralardan işyerine kar, yağmur sularının akması ve hırsız girmesi nedeniyle zarar gördüğünü belirterek işyerinde meydana gelen tehlikeli durumun giderilmesi, kira kaybı ve çalınan eşya bedeli nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiştir.
Davalı(karşı davacı), davacı binasının kendi taşınmazına tecavüzlü olduğunu, kaçak yapıldığını, hakkında yıkım kararı bulunduğunu, faiz başlangıcının hatalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkeme, davacı (karşı davalı) işyerinin davalı (karşı davacı) taşınmazına tecavüzlü olduğunu, davalının (karşı davacı) bu taşkınlığı fiili olarak giderdiği, davalının bu fiili gideriminin hukuki yollara başvursaydı elde edeceği hukuki giderimden elde edilecek sonuçtan farklı bir sonucu olmayacağı, eylemin ancak ceza hukuku açısından değerlendirmeye tabi tutulabileceğini ve diğer zararların da ispatlanamadığını belirterek dava ve birleşen davayı reddetmiştir.
Dosyadaki belgelerden, davalı (karşı davacı) nın davacı işyerinin kendi taşınmazına taşan ve tecavüzlü olan kısmını yıktığı, ancak davacıya ait işyerinin betonarme tavan tahliyesi ve bu tahliye ile birlikte … uzanan 4 adet betonarme kirişin dayanıksız bırakılarak her an çökme durumuyla karşı karşıya bırakıldığı, önlem olarak davalı (karşı davacı) tarafından 4 adet demir direk dikilmişse de bunların yeterli olmadığı, çökme tehlikesinin giderilmesi için boşta kalan tahliye betonuna ve uçları kesilen betonarme kirişlere dayanak teşkil etmek üzere sınıra yeni bir betonarme perde duvar yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Davalı (karşı davacı) tecavüzü yasal yollardan gidermeden, kendiliğinden gidermeye çalışmış ve yukarıda anılan biçimde davacı işyerinde zarara neden olmuştur. Bir kimsenin başkasına verdiği zararı gidermesi tazminat hukukunun temel ilkelerinden olduğundan davalının (karşı davacı) davacı (karşı davalıya) verdiği zararı gidermesi gerekir. Şu durumda mahkemece davacının (karşı davalı) binasında meydana gelen zararın giderilmesi gerekirken yanlış değerlendirmeye dayalı olarak bu kalem isteminde reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 3 nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı(karşı davalı) … yararına BOZULMASINA, davacı (karşı davalı) nın diğer temyiz itirazlarının 2, davalı (karşı davacı) …’ın tüm temyiz itirazlarının 1 nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacı-karşı davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.