Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2009/3541 E. 2010/209 K. 18.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/3541
KARAR NO : 2010/209
KARAR TARİHİ : 18.01.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … ve … (Kendi Adlarına Asaleten Küçükler …, …, … , …) ve diğerleri vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 18/07/2003 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; dava, elektrik çarpması nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, destekleri Ramazan’ın olay tarihinde su kanalına düştüğünü, çıkmak için tutunduğu elektrik direğindeki elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdiğini, kusuru ile desteğin ölümüne yol açan davalının uğranılan zararlarından sorumlu olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat ödetilmesini istemişlerdir.
Davalı ise, kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, ıslah dilekçesi ile artırılan maddi tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davacıların zarar vereni ceza mahkemesinin karar tarihinde öğrendiği benimsenerek, ıslah edilen bölümüne yönelik zamanaşımı def’i reddedilerek ve haksız eylemin meydana gelişinde desteğin kusuru bulunmadığı benimsenerek ilk dava ile istenen ve ıslah ile artırılan maddi tazminat isteminin tümünün kabulüne, manevi tazminat isteminin ise bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu olay 22.07.2002 günü meydana gelmiş olup 18.07.2003 günü ilk davayı açan davacılar, 03.11.2008 günlü dilekçe ile ilk davada istedikleri maddi tazminat tutarını ıslah ederek artırmışlar, davalı ise süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Borçlar Yasası’nın 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir. Olay gününde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 465. maddesi gereğince, bir kimsenin veya bir şirketin hizmetinde bulunanlar tarafından görev ve hizmet sırasında işlenen 459. maddelerde yazılı eylemlerden dolayı hükmedilecek tazminattan o şirket de sorumludur. Dava konusu olay aynı Yasa’nın 459. maddesinde tanımlanan tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslek ve sanatta acemilik, düzenleme, yönerge ve emirlere aykırı davranış nedeniyle yaralamaya yol açmak olup davalı hakkında uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, 765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıldır. Haksız eylem 22.07.2002 gününde gerçekleşmiş, ıslah dilekçesi ise 03.11.2008 günü verilmiştir. Şu durumda, ıslah edilen tutar yönünden, 765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık (uzamış) ceza zamanaşımı süresi geçmiştir.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, ıslah edilen bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.