Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/8750 E. 2023/22652 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8750
KARAR NO : 2023/22652
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/667 E., 2023/301 K.
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yerel Mahkemenin 05.06.2009 tarihli, 2007/429 Esas, 2009/709 sayılı kararı ile sanık hakkında, fuhuş suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 227 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 ve 52 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek kurulan hükmün, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına ve beş yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş,

2. Iğdır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve 2014/471 Esas, 2014/533 Karar sayılı kararıyla sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle Mahkemesine ihbarda bulunulmuş,
3. İhbar üzerine Yerel Mahkemenin 02.07.2015 tarihli, 2015/309 Esas, 2015/439 Karar sayılı kararıyla hüküm aynen açıklanmıştır.
4. Yukarı paragrafta bilgileri verilen kararının sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 12.01.2021 tarihli, 2020/6120 Esas, 2021/320 Karar sayılı ilamı ile hükmün gerekçesiz olması sebebiyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bozma üzerine Yerel Mahkemenin ilam başlığında bilgilerine yer verilen kararıyla sanık hakkında fuhuş suçundan 5237 sayılı Kanun’un 227 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
6. Tebliğname’de hükmün düzeltilerek onanması yönünde görüş bildirilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyizi, sanık hakkında alt sınırdan ceza tayini ve takdiri indirim sebebinin uygulanmasının hatalı olduğuna, mahkûmiyet kararı verilmesi karşısında katılan Bakanlık lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğine vesaireye yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın mesul müdürü olduğu otelde şikâyetçilerin fuhuş yapmasına aracılık edip, yer temin ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık savunması, şikâyetçi ve tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre Yerel Mahkemece mahkûmiyet kararı verilmiştir.
IV. KARAR
Anayasa’nın 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu, aile ve çocukların korunması hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği, ancak Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğu, 5271 sayılı Kanun’un 237 nci ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan doğrudan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı gözetilerek katılan Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki Tebliğnamede’ki görüşe iştirak edilmeyerek, yapılan incelemede:
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 227 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre, önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile yeniden suç işlediği tarih arasındaki durma süresi de eklendiğinde, aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. Suçun işlendiği tarihten temyiz incelemesi tarihine kadar, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.10.2023 tarihinde karar verildi.