Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/4618 E. 2023/21256 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4618
KARAR NO : 2023/21256
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/83 E., 2015/458 K.
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında,
1. Tehdit suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ( 5237 sayılı Kanun) 106 ncı madddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine
2. Hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyizi, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilirken Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının dikkate alınmaması sebebiyle Mahkeme kararının usul ve Kanun’a aykırı olduğuna yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Taraflar arasında daha önceden gönül ilişkisi olduğu, sanığın, … isimli sosyal medya hesabı üzerinden katılana 17.12.2014 ile 25.12.2014 tarihleri arasında hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderdiği iddia ve kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri ve sair yönlerden yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda hakaret ve tehdit suçlarını birden fazla kez işlemesi nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek sanık hakkında eksik ceza tayini,
2. Sanığın adli sicil kaydında 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçundan tekerrüre esas sabıkasının bulunduğunun anlaşılması ve hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üçüncü alt bendi uyarınca uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında, anılan suça ilişkin mahkûmiyet hükümleri açısından uyarlama yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu,
3. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu,
4. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, temyiz edenin sıfatı yönünden sanığın, sonuç ceza miktarları itibarıyla kazanılmış hakkının, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca dikkate alınmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.09.2023 tarihinde karar verildi.