Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/1900 E. 2023/22407 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1900
KARAR NO : 2023/22407
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/125 E., 2022/613 K.
SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, hükümden önce 05.08.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay’dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı Kanun’un 305 ila 326 ncı maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, hükümde temyiz süresinin 15 gün olarak yazılması suretiyle sanığın yanıltılması nedeniyle, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bodrum 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli 2015/379 Esas, 2015/1111 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 09.12.2020 tarihli ve 2020/7610 Esas, 2020/19258 Karar sayılı ilâmıyla, “…Hükümden sonra 18 Mayıs 2018 tarihinde 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16 ncı maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada Bodrum 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli 2021/125 Esas, 2022/613 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 184 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi uyarınca adlî para cezası seçenek yaptırımına çevrilmesine, aynı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca neticeten 6.000,00 TL adlî para cezasıyla cezalandırılmasına ve 24 eşit taksitlendirmeye karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği;eksik soruşturma sonucu karar verildiğine, imara aykırı depoyu kendisinin yapmadığına, binayı satın aldığı zaman deponun olduğuna, deponun binanın temelini teşkil ettiğine, 1,55 metre içeriye doğru boş ve kapı yeri bırakılmış vaziyette teslim aldığına, olayın kapı takılmasından ibaret olduğuna, yer kazanmanın söz konusu olmadığına, projenin de aynı olduğuna, belediyenin ödemesini söylediği cezayı 02.05.2013 tarihinde ödediğine, 24.06.2013 tarihinde burayı sattığına, tutanak yetkililerinin dinlenilmediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Suça konusu taşınmazda bodrum kattaki deponun belediyece onaylanan projede gösterilmemiş olduğu, 3194 sayılı Kanun’un bina tarifine uyduğu, depo olarak kullanılmaya uygun kapalı alan oluşturulmuş olduğu, söz konusu yerin … sınırları içinde olup özel imar rejimine tabi yerlerden olmadığı, 2012 yılında yapılmış olduğu, sanığın yapı kayıt belgesi almadığı ya da hukuka aykırılığı gidermediği, böylece üzerine atılı suçu işlediği Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği belirlenmiştir.
3.Yapı kullanma izin kağıdı, kovuşturma aşamasında 06.11.2015 tarihinde yapılan keşif üzerine tanzim edilen 16.11.2015 tarihli bilirkişi raporu, soruşturma aşamasında tanzim edilen teknik rapor ve suça konu deponun hangi tarihte yapıldığının tespitine dair 04.05.2015 tarihli ek bilirkişi raporu dava dosyasında bulunmaktadır.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın aşamalarda sadece suça konu depoya kapı yaptığına dair savunmaları, temyiz aşamasında sunduğu suça konu binanın teslim fotoğrafı, dosya içerisindeki yapı kullanma izin kağıdı ve 16.11.2015 tarihli bilirkişi raporundan inşaatın 08.10.1990 tarihinde bittiğinin belirtilmesi karşısında; sanığın sunduğu fotoğraf ile suça konu binanın aynı yer olup olmadığı tespit edilip, sanığın eyleminin bina yapma niteliğinde olup olmadığı ve imara aykırılığın hangi tarihte yapıldığı hususunda varsa tanık dinlenerek ve gerekirse yeni bilirkişi raporu alınmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.10.2023 tarihinde karar verildi.