YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/14250
KARAR NO : 2023/24562
KARAR TARİHİ : 22.11.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/186 E., 2022/522 K.
SUÇ : Hakaret
İNCELEME KONUSU
KARAR : Mahkûmiyet
KANUN YARARINA
BOZMA YOLUNA
BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 25.07.2023 tarih ve 94660652-105-25-12445-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2023 tarihli ve KYB-2023/91393 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin;
“…Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 07/09/2016 tarihli ve 2016/13421 esas, 2016/15699 sayılı ilâmında yer alan, ” … katılanın, 25/11/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2 ve 5. bentleri uyarınca Ziraat Bankası’nın özel hukuk statüsüne tabi anonim şirket haline dönüştürülmesi ve personeli hakkında 233 ve 399 sayılı Yasa gücünde kararnamelerin uygulanması olanağının ortadan kaldırılması karşısında, Ceza Hukuku uygulamasında kamu görevlisi sayılmayacağı gözetilmeden … ” şeklindeki açıklamaları nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, Ziraat Bankası Hınıs Şubesinde müdür olan katılanın, 25/11/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2 ve 5. bentleri uyarınca Ziraat Bankası’nın özel hukuk statüsüne tabî anonim şirket hâline dönüştürülmesi ve personeli hakkında 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde kararnamelerin uygulanması olanağının ortadan kaldırılması karşısında, Ceza Hukuku uygulamasında kamu görevlisi sayılmayacağı gözetilmeden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a maddesi uyarınca fazla ceza tayininde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinde:
“(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2)…
(3)Hakaret suçunun;
a)Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b)…
c)…
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4)…
(5)…” hükmüne yer verilmiştir.
4603 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun’un 1 inci Maddesi;
“1 – Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin (bankalar) çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını ve özelleştirmeye hazırlanmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmaları ile hisse satışlarına ilişkin düzenlemelerin ve hisselerin tamamına kadarının özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilere satışının gerçekleştirilmesidir.
2 – Bankalar, anonim şirket statüsündedirler. Bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile genel hükümlere tabidirler.
3 – Bankaların çalışma konuları ve amaçları, merkezleri, sermaye miktarları, hisseleri, genel kurulları, yönetim ve denetim organları, hesapları ve karlarının dağıtımı ile faaliyetlerine, devir, birleşme, fesih ve tasfiyelerine ilişkin diğer esaslar, ana sözleşmelerinde gösterilir.
4 – (Değişik fıkra: 20/06/2001 – 4684 S.K./1. md.) Bankaların yıllık faaliyetleri ile ilgili olarak (2000 yılı faaliyetleri dahil) genel kurullarına sunacağı yıllık bilançoları ile kar ve zarar cetvellerinin; 4389 sayılı Bankalar Kanununun 13 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasında belirtilen bağımsız denetim kuruluşlarınca onaylanması şarttır.
5 – 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu ve 237 sayılı Taşıt Kanunu ile bunların ek ve değişikliklerine ilişkin hükümler ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 13 üncü maddesi ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 277 nci maddesi 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu, 195 sayılı Basın İlân Kurumu Teşkiline Dair Kanun ve 631 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Malî ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname bankalar hakkında uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; Ziraat Bankasında müdür olan katılanın, 25.11.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin ikinci ve beşinci bentleri uyarınca Ziraat Bankası’nın özel hukuk statüsüne tabi anonim şirket haline dönüştürülmesi ve personeli hakkında 233 ve 399 sayılı Kanun gücünde kararnamelerin uygulanması olanağının ortadan kaldırılması karşısında, Ceza Hukuku uygulamasında kamu görevlisi sayılmayacağı gözetilmeden, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası yerine anılan Kanun maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan Yerel Mahkeme hükmünün 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin daha hafif bir cezayı gerektirdiğinden ve Yerel Mahkemece tercih edilen seçimlik yaptırım türü de gözetilerek;
a. Sanığın, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilerek 2 ay 15 gün hapis cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
c. 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezanın ertelenmesine, sanığın ertelenen hapis cezası göz önüne alınarak aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, aynı maddenin altıncı fıkrası gereğince takdiren denetim süresinin herhangi bir yükümlülük yüklenmeden ve uzman kişi atanmadan çektirilmesine, aynı maddenin yedinci fıkrası uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın aynen çektirilmesine, hukuka aykırılığın bu şekilde giderilmesine, karardaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2023 tarihinde karar verildi.