YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/13155
KARAR NO : 2023/24127
KARAR TARİHİ : 15.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/146 E., 2021/238 K.
SUÇ : Hakaret
İNCELEME KONUSU
KARAR : Mahkumiyet
KANUN YARARINA
BOZMA YOLUNA
BAŞVURAN :Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriye Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Sanığın hakaret suçundan mahkumiyetine dair yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 11.07.2023 tarihli ve KYB- 2023/63285 sayılı Tebliğname’si ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma isteminin;
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 131/1. maddesinde yer alan “(1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.” şeklindeki düzenleme ile,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 20/11/2017 tarihli ve 2017/4372 esas, 2017/13189 karar sayılı ilamında yer alan “…şikâyetten vazgeçmiş olması nedeniyle, sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, şikayetten vazgeçme beyanı dikkate alınmadan kurulan mahkûmiyet hükmü hukuka aykırıdır…BOZULMASINA…” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda, müşteki vekilinin müştekinin şikâyetinden vazgeçtiğine ilişkin 13.10.2021 tarihli dilekçesi ile sanığın şikâyetten vazgeçmeyi kabul ettiğine dair dilekçenin UYAP sistemi üzerinden saat 10.17’de gönderildiği, 01.06.2021 tarihli tensip zaptından duruşma saatinin 10.20 olduğunun anlaşılması karşısında, şikâyetten vazgeçme dilekçesinin Mahkemesince karar verilmeden önce gönderildiği fakat mahkeme tarafından fark edilmediği, sanık hakkında takibi şikayete bağlı hakaret suçundan düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
Her ne kadar Mahkemesince basit yargılama usulü uygulanırken 5237 sayılı Kanun’un 52/2 inci maddesi gereğince adlî para cezasının miktarı belirlenirken günlüğü 30,00 TL üzerinden hesaplama yapıldığı, itiraz üzerine genel hükümler uygulanarak yapılan yargılamada basit yargılama usulüne tâbi olan hükümden farklı olarak günlüğü 30,00 Türk lirası yerine 20,00 TL üzerinden hesaplanma yapıldığı da göz önüne alınarak yapılan incelemede;
2- 5271 sayılı Kanun’un 252/3. maddesinde yer alan “Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda Cumhuriyet savcısı tarafından itirazda bulunulduğu anlaşılmakla, sanık hakkında hüküm kurulurken 5271 sayılı Kanun’un 251/3 üncü maddesi uyarınca yapılan indirimin korunması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
İsabet görülmemiştir.
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. (1) Numaralı Kanun Yararına Bozma İstemi Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 131 inci maddesinin birinci fıkrasında “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.”
Aynı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ise, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür.” hükümleri düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında da, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
İncelenen somut olayda; hükmün açıklandığı 13.10.2021 tarihli ve saat 10.20’deki duruşmadan önce mağdur vekilinin UYAP kayıtlarına göre 13.10.2021 tarihli ve 10.17’de şikâyetten vazgeçme dilekçesini gönderdiği, ancak; sanığa şikâyetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulmadan hakkında 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hakaret suçundan mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.10.2020 tarih ve 2018/18-589 Esas, 2020/421 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin altıncı fıkrasına göre kanunda aksi yazılı olmadıkça şikâyetten vazgeçmenin bunu kabul etmeyen sanığı etkilemeyeceğinin düzenlenmiş olması ve anılan Kanun hükmünün amacının yargılama sonucunda beraat etme ihtimali bulunan sanık hakkında yargılamaya devam olunarak suçun sabit olmaması hâlinde beraatına, sabit olduğunun anlaşılması durumunda ise cezalandırma zorunluluğu ortadan kalktığı için davanın düşmesine karar verilmesini gerektirmesi karşısında, her ne kadar sanığın şikâyetten vazgeçmeyi kabul edip etmediğine ilişkin bir beyanı yok ise de yargılama sonucu atılı suçu işlediğinin sabit olması nedeniyle mahkûmiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleşerek kanun yararına bozma talebiyle incelendiği dolayısıyla beraat etme ihtimalinin bulunmadığı, ancak 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkraları uyarınca, kovuşturma şartının ortadan kalkması ve bir düşme sebebi bulunduğundan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Kanun yararına bozma talebi bu kapsamda yerinde görülmüştür.
B. (2) Numaralı Kanun Yararına Bozma İstemi Yönünden
Her ne kadar sanık hakkında eksik ceza tayin edilmesinin kanun yararına bozma konusu yapılması istenilmiş ise de, bir nolu isteme ilişkin bozmanın niteliğine göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin kısmen KABULÜNE,
2. Sanık hakkında hakaret suçundan mahkumiyetine ilişkin Milas 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.10.2021 tarihli ve 2021/146 Esas, 2021/238 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi uyarınca, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca sanığın cezasının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğinden CEZANIN KALDIRILMASINA,
Sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca DÜŞMESİNE, sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesi nedeniyle hakaret suçu için yapılan yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmasına,
4. İki numaralı isteme yönelik incelemede; bir numaralı isteme ilişkin bozma kararının niteliğine göre bu istemle ilgili KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.11.2023 tarihinde karar verildi.