Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/12293 E. 2023/21217 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/12293
KARAR NO : 2023/21217
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/112 Değişik İş.
SUÇ : Hakaret
KARAR : İtirazın reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Sanığın hakaret suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2021 tarihli ve 2020/340 esas, 2021/28 sayılı kararına karşı şikayetçi vekili tarafından yapılan itirazın reddine dair anılan Mahkemenin 12/02/2021 tarihli ve 2020/340 esas, 2021/28 sayılı ek kararına yönelik şikayetçi vekili ve Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan itirazların reddine ilişkin İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ve 2021/112 Değişik İş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.06.2023 tarih ve KYB-2023/56560 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma isteminin;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/10/2021 tarihli, 2021/11571 esas, 2021/13529 karar sayılı ilamında yer alan, “…5271 sayılı CMK’nin Kanun yollarına başvurma hakkı başlıklı 260/1 inci maddesinde;“Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanun’a göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır. İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında açılan davanın basit yargılama usulüne göre yürütülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, müşteki vekilinin bu karara süresi içerisinde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Müşteki vekilinin itirazı üzerine hükmü veren mahkemece dosya itiraz merciine gönderilmiş ise de, kararına itiraz edilen mahkemece öncelikle başvurunun süre ve yetki yönünden değerlendirmesi yapılarak itirazın, süresinde yapılmadığının belirlenmesi halinde dosyanın CMK’nın 252/6 ncı ve 268/2 nci maddeleri uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilmesi gerekmesine göre karara süresinde itiraz edilmesi nedeniyle duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesi gerektiği … KANUN YARARINA BOZULMASINA…” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/01/2021 tarihli kararına karşı, müşteki vekili tarafından yapılan itirazın, anılan Mahkemenin 12/02/2021 tarihli ek kararı ile müşteki hakkında katılma kararı verilmemesi nedeniyle vekalet ve katılma hakkı bulunmadığından bahisle reddedilmesini müteakip, anılan karara karşı yapılan itirazın ise mercii tarafından reddine hükmedilmiş ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kanun yollarına başvurma hakkı” başlıklı 260/1. maddesinde yer alan, “Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.” şeklinde düzenleme nazara alındığında, basit yargılama usûlü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda verilen karara karşı itiraz hakkı bulunan müşteki vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edildiğinin anlaşılması karşısında,
5271 sayılı Kanun’un 252/2 nci maddesinde yer alan ”İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.” şeklindeki düzenleme gereğince mahkemesince müştekinin itirazı üzerine duruşma açılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde;
(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir… hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 252 nci maddesinde ise;
(1) 251. madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.

(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
(3) Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.
(4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.
(5) İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir.
(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir. hükümleri yer almaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında açılan kamu davasının basit yargılama usulüne göre yürütüldüğü, şikayetçi vekilinin yargılama sürecinde katılma talebinde bulunduğu, sanık hakkında hakaret suçundan 360,00 TL adli para cezasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildiği, şikayetçi vekili ve Cumhuriyet Savcısının itirazları üzerine basit yargılama usulünde duruşma yapılmadan karar verildiği, bu nedenle katılma kararı verilemeyeceği ve vekalet ücretine takdir edilmesinin mümkün olmadığı belirtilip taleplerin mahkemesince reddine karar verildiği, şikayetçi vekilinin basit yargılama usulünde kovuşturma aşamasında iken katılma talebi bulunduğundan davaya katılmasına karar verilebileceği ve itirazı üzerine 5237 sayılı Kanun’un 252 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmü veren mahkemece duruşma açılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ve 2021/112 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.09.2023 tarihinde karar verildi.