Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/12288 E. 2023/21561 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/12288
KARAR NO : 2023/21561
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/372 E., 2021/559 K.
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
KARAR : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Sanığın hakaret ve tehdit suçlarından mahkumiyetine dair yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.06.2023 tarihli ve KYB- 2023/57784 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma isteminin;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/12/2017 tarihli ve 2017/19084 esas, 2017/28185 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, hüküm kurulurken uzlaştırma hükümlerine tabi olmayan suçtan beraat kararı verilmesi halinde, uzlaştırma kapsamında bulunan diğer suç yönünden dosyanın soruşturma bürosuna gönderilebileceği, bu durumun ise ihsası rey olarak nitelendirilmeyeceği nazara alındığında;

1-)Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 86/3-a, 125/1-a ve 106/1-2 nci cümle maddeleri uyarınca eşe karşı basit yaralama, hakaret ve basit tehdit suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil eden eşe karşı basit yaralama suçundan beraatine, hakaret ve basit tehdit suçlarından ise mahkûmiyetine hükmedildiği anlaşılmış ise de, sanık hakkında eşe karşı basit yaralama suçundan beraat kararı verilmesi sebebiyle, hakaret ve basit tehdit suçları yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ”Uzlaşma” başlıklı 253/3 üncü maddesinde yer alan “…Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmadığı, bu hâli ile hakaret ve basit tehdit suçları yönünden 5271 sayılı Kanunu’nun 253 üncü maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanun’un 254 üncü maddesi uyarınca mahkemesince yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-)Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2022 tarihli ve 2020/858 esas, 2022/6601 karar sayılı ilamında yer alan, “Sanığın, mağdura söylediği iddia olunan seni döverim, kafanı gözünü kırarım.” biçimindeki sözlerin TCK’nın 106/1 inci maddesinin 1 inci cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu ve takibinin şikayete bağlı olmadığı bu nedenle yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, … BOZULMASINA,…” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda, sanığın, müştekiye hitaben “Burnunu kırarım.” şeklinde tehdit içerikli sözler sarfetmesini müteakip, değişik zamanlarda müştekiye telefonla çektiği mesajlarla sair tehditte bulunduğunun iddia ve kabul edildiği olayda, her ne kadar Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un 106/1 inci maddesinin 2 nci cümlesinde düzenlenen basit tehdit suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de,
Suça konu “Burnunu kırarım.” şeklindeki ifadelerin müştekinin vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle söylenmiş olması karşısında, zincirleme şekilde gerçekleştirilen eylemin 5237 sayılı Kanun’un 106/1 inci maddesinin 1 inci cümlesinde yer alan tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek basit tehdit suçundan yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Bir Nolu İsteme Yönelik İncelemede;
Hakaret ve tehdit suçlarının, suç tarihine göre uzlaştırma kapsamında bulunmayan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi kapsamındaki eşe karşı kasten yaralama suçu ile birlikte işlendiği iddia edildiğinden, 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre uzlaşma kapsamında bulunmadığı, ancak yapılan yargılama neticesinde sanığın eşe karşı kasten yaralama suçundan beraat etmesi karşısında, hakaret ve tehdit suçlarının uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, anılan Kanun’un 35 nci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi uyarınca hakaret ve tehdit suçlarından uzlaştırma hükümlerinin uygulanması ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesi Kanuna aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
B. İki Nolu İsteme Yönelik İncelemede;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı Kanun’un 309 ve 310 uncu maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; sanığın “Burnunu kırarım.” ve basit tehdit içeren sözlerle şikayetçiyi tehdit ettiği iddiasıyla kamu davası açıldığı, ancak Mahkemece 01.04.2021 tarihinde söylediği “Burnunu kırarım.” şeklindeki tehdit sözünü söylediğine dair delil bulunmadığı, sanık tarafından söylenen sözlerin ise sair tehdit suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bu suçtan mahkumiyet kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmek gerekmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği kanun yararına bozma isteği doğrultusunda tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle iki numaralı istem açısından yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce bir numaralı istem açısından yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
3. Sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından, Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.09.2021 tarihli ve 2021/372 Esas, 2021/559 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
4. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.09.2023 tarihinde karar verildi.