Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/11442 E. 2023/21616 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/11442
KARAR NO : 2023/21616
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/661 değişik iş
SUÇ : Hakaret
KARAR : İtirazın reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Hakaret suçundan sanığın, basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılaması sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü, 62 ve 52 nci maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1.380,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanunu’nun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.07.2022 tarihli ve 2022/517 esas, 2022/895 sayılı kararına karşı şikayetçi vekili tarafından yapılan itirazın katılan sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin anılan Mahkemenin 28.07.2022 tarihli ve 2022/517 esas, 2022/895 sayılı ek kararına karşı şikayetçi vekili tarafından yapılan itirazın mercii İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin bila tarih ve 2022/661 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.05.2023 tarih ve 94660652-105-34-29013-2022-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2023 tarihli ve KYB-2023/52500 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin;
” …5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 252/2. maddesinde yer alan ”İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.” ve aynı Kanun’un 252/3. maddesinde yer alan “Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.” şeklindeki ve anılan Kanun’un 252/6. maddesinde yer alan “Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268. maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.” şeklindeki düzenlemeler ile;
Benzer bir olaya ilişkin, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 09/05/2022 tarihli ve 2022/4566 esas, 2022/3335 karar sayılı ilâmında “…5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kanun yollarına başvurma hakkı” başlıklı 260/1. maddesinde yer alan, “Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.” şeklindeki düzenleme karşısında, müştekinin karara itiraz hakkı bulunduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;… İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında açılan davanın basit yargılama usulüne göre yürütülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, müşteki vekilinin bu karara süresi içerisinde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Müşteki vekilinin itirazı üzerine hükmü veren mahkemece dosya itiraz merciine gönderilmiş ise de, kararına itiraz edilen mahkemece öncelikle başvurunun süre ve yetki yönünden değerlendirmesi yapılarak itirazın, süresinde yapılmadığının belirlenmesi halinde dosyanın CMK’nin 252/6 ve 268/2. maddeleri uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilmesi gerekmesine göre karara süresinde itiraz edilmesi nedeniyle duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden;.. BOZULMASINA… ” şeklindeki açıklamalar karşısında, müşteki vekilinin basit yargılama usulü uyarınca yapılan yargılama neticesinde verilen karara itiraz hakkı bulunduğu anlaşılmakla;
Dosya kapsamına göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 06/04/2022 tarihli ve 2021/39336 soruşturma, 2022/17176 esas, 2022/11087 numaralı iddianamenin, İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/04/2022 tarihli ve 2022/361 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile kabul edildiği, anılan Mahkemenin 24/04/2022 tarihli tensip zaptında yargılamanın basit yargılama usulüne göre yapılmasına ve müştekiye davetiye tebliğ edilip beyanlarını yazılı olarak bildirmesi, bu süre sonunda duruşma yapılmaksızın karar verilebileceğinin ihtar olunmasına karar verildiği, mahkeme kararında belirtilen ihtarın müştekiye 17/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/07/2022 tarihli kararına, müşteki vekilinin süresinde itiraz ettiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 252/2. maddesinde yer alan düzenleme karşısında, hükmü veren Mahkeme tarafından itiraz üzerine duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği cihetle, itiraz merciince itirazın kabulüne ve duruşma açılarak yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun’un basit yargılama usulü başlıklı 251 inci maddesinde;
“(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.
(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.
(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.
(8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.”
Aynı Kanun’un basit yargılama usulünde itiraz başlıklı 252 nci maddesinde ise;
(1) 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.
(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
(3) Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.
(4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.
(5) İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir.
(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.” hükümleri yer almaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile Ve Kanuni Mümesile Tebligat” başlıklı 11 inci maddesinde;
“Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır.
(Ek: 11/1/2011 – 6099/4 md.) Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.” şeklindedir.
Yine 05.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Vekile Tebligat” başlıklı 18 inci maddesinde;
“(1) Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekile bürosunda yapılacak tebligat, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
(2) Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmesine ilişkin hükümleri saklıdır.” biçimindedir.
Bu düzenlemeler karşısında, vekil vasıtasıyla temsil edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği açıktır. Yerleşik yargısal kararlar da bu yöndedir.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasında, Mahkemenin 24.04.2022 tarihli tensip zaptıyla yargılamanın basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verildiği, beyanlarını yazılı olarak 15 gün içerisinde bildirmesi, bu süre sonunda duruşma yapılmaksızın yokluğunda karar verilebileceği hususları 17.05.2022 tarihinde şikâyetçi …’ye tebliğ edilerek ihtar olunmuşsa da, şikâyetçiye yapılan ihtaratın tebliğinden önce 25.04.2022 tarihinde şikâyetçi vekilinin dosyaya Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden vekaletname sunduğunun anlaşılması karşısında, tebligatın şikayetçi vekiline yapılması gerekirken şikayetçiye yapılmasının yasaya aykırı olduğu, bu nedenle geçerli sayılamayacağı, Mahkemenin 28.07.2022 tarihli ve 2022/517 esas, 2022/895 sayılı ek kararına karşı şikâyetçi vekili tarafından süresi içerisinde itirazda bulunulduğu gözetilip, itirazla ilgili bir karar verilmesi gerekirken, “kararın içeriğine ve itiraz nedenlerine göre verilen kararın usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı” şeklindeki gerekçeyle itirazın reddine dair mercii İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin bila tarih ve 2022/661 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin bila tarih ve 2022/661 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. Aynı Kanun maddesinin 4 (a) fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.09.2023 tarihinde karar verildi.