Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/11437 E. 2023/21621 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/11437
KARAR NO : 2023/21621
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/162 E., 2015/276 K.
SUÇ : Hakaret
KARAR : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca ikinci kez mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.05.2023 tarih ve 94660652-105-46-30891-2022-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2023 tarihli ve KYB-2023/52356 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin;
” …5237 sayılı Kanun’un 125. maddesinde yer alan, “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir… (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, … işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, hüküm fıkrasında sanığın cezasına ilişkin olarak alt sınırdan ve adli para cezası tercih edildiği belirtildiği halde, hükmün devamında anılan Kanun’un 125/1. maddesi uyarınca hapis cezası tercih edilerek ve alt sınırdan uzaklaşılarak 5 ay hapis cezasına ve devamında aynı Kanun’un 125/3-a maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezasına hükmedilmek suretiyle hükümde çelişki yaratılmasında isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinde;
“(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden … veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.”
Şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde;
Hüküm fıkrasında sanığın alt sınırdan ve adli para cezası seçilmek suretiyle cezalandırılmasına karar verildiğinin belirtilmesi ve devamında 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 1 yıl hapis cezasına hükmedilmesi, ilgili kanun maddesinin alt sınırının da 1 yıl hapis cezası olması dikkate alındığında bu hususun sonuca etkili olmadığı, ayrıca sanığın 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca tekerrüre esas sabıkasının bulunduğunun anlaşılması karşısında, yasal zorunluluk nedeniyle kurulan hükümde hapis cezasına hükmedilmesinde çelişki bulunmadığından kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin kısmen KABULÜNE,
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.09.2023 tarihinde karar verildi.