YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/11436
KARAR NO : 2023/21237
KARAR TARİHİ : 19.09.2023
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hakimliği
SAYISI : 2021/1276 Değişik iş
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
KARAR : İtirazın reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Basit tehdit ve hakaret suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03.06.2021 tarihli ve 2021/1303 soruşturma, 2021/1178 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın süresinde yapılmadığından bahisle reddine ilişkin merci Çankırı Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.09.2021 tarihli ve 2021/1276 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.04.2022 gün ve 2022/25805 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, Çankırı Sulh Ceza Hâkimliğince, Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığının 03.06.2021 tarihli kovuşturmaya yer olmadığı kararının müşteki vekiline 15.06.2021 tarihinde e-tebliğ vasıtasıyla iletildiği, müşteki vekilinin bu karara karşı 15 günlük yasal süresinden sonra 05/07/2021 tarihinde itiraz ettiğinden bahisle süre yönünden itirazın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de;
19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde; “Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükümleri dikkate alındığında, elektronik yolla müşteki vekiline 15.06.2021 tarihinde yapılan tebliğin 5 gün sonra 20.06.2021 tarihinde tebliğ yapılmış sayılması gerektiği ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173/1 inci maddesinde yer alan “Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, 15 günlük yasal itiraz süresinin 05.07.2021 pazartesi günü sona erdiği, müşteki vekilinin 05/07/2021 tarihinde sunduğu dilekçesinin yasal süresinde olduğu kabul edilerek, itirazın esastan incelenmesi yerine yazılı şekilde usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun elektronik tebligatı düzenleyen 7/a maddesinde;
Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.
2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.
3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.
4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.
5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.
6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.
7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.
8. Noterler.
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.
11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.
Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “sürelerin hesaplanması” başlıklı 39 uncu maddesi ise “(1) Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar. (2) Süre, hafta olarak belirlenmiş ise, tebligatın yapıldığı günün, son haftada isim itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. (3) Süre, ay olarak belirlenmiş ise tebligatın yapıldığı günün, son ayda sayı itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. Son bulduğu ayda sayı itibarıyla karşılığı olan gün yoksa; süre, ayın son günü mesai saati bitiminde sona erer. (4) Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter” biçiminde düzenlenmiş olup, gün ile belirlenen sürelerin, tebliğin yapıldığı tarihin ertesi gününden itibaren işlemeye başlayacağı ve son günün tatile isabet etmesi durumunda sürenin tatilin ertesi günü sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ceza Genel Kurulu’nun 11/11/2021 tarih, 2020/1-435 Esas ve 2021/548 Karar sayılı kararında da “7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde muhatabın elektronik tebligatı tebellüğ etmiş sayılacağı tarihe ilişkin olarak “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” açık hükmü gözetildiğinde elektronik tebligatta tebellüğ tarihinin elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih değil, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olduğu” açıkça belirtilmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 173 üncü maddesi; “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir….” biçimindedir.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun elektronik tebligatı düzenleyen 7/a maddesine göre, elektronik yolla yapılan tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılması gerektiği, şikâyetçi vekiline 15.06.2021 tarihinde yapılan elektronik tebligatın 5 gün sonra 20.06.2021 tarihinde tebellüğ etmiş sayılması gerektiği, şikâyetçi vekilinin itiraz dilekçesini 15 günlük itiraz süresi içinde 05.07.2021 tarihinde verdiği anlaşıldığından yapılan itirazın süresinde olduğu gözetilip, itirazla ilgili bir karar verilmesi gerekirken, süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Çankırı Sulh Ceza Hakimliğinin, 10.09.2021 tarihli ve 2021/1276 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
Oy birliğiyle, 19.09.2023 tarihinde karar verildi.