Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/11428 E. 2023/22058 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/11428
KARAR NO : 2023/22058
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/547 E., 2015/1032 K.
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Temyiz isteminin reddi, mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma, onama

Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hüküm ve tehdit suçuna yönelik temyiz isteminin reddine dair 10.02.2016 tarihli ek kararın; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yerel Mahkemece sanık hakkında tehdit suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi ile 62 nci maddesi uyarınca 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
2. Yerel Mahkemece sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve dördüncü fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca 7080 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
3. Yerel Mahkemece 10.02.2016 tarihli ek karar ile sanığın tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyiz başvurusu hakkında, verilen cezanın miktar itibarıyla kesin olması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanığın Tehdit ve Hakaret Suçlarına Yönelik Temyiz İsteği
Oğlunun öğretmeni olan katılan ile daha önceden de bir kısım anlaşmazlıklar yaşadığı, olay günü de kendisine sorduğu soru üzerine sanığın aşağılayıcı bir üslupla cevap verdiği, bunun üzerine kendisine “Olayı çirkefleştirmeyin.” dediği ve okuldan uzaklaştığı, tanıkların tek taraflı beyan verdikleri, sözlerinin çarpıtıldığı, sözleri hakaret olarak kabul edilse dahi katılanın davranışları tahrik niteliğinde değerlendirilerek kendisine ceza verilmemesi gerektiği, kendisinin katılanı sürdüreceğinden bahisle tehdit etmediği, yalnızca katılanı milli eğitime şikâyet edeceğini belirttiği, nitekim şikâyetini tamamladığı ve buna hakkı olduğu, olaya tanık olan eşinin dinlenilmediği, “Çirkeflik yapmayın, sizi bu yaptığınızdan dolayı şikayet edeceğim.” şeklindeki sözlerinin tek bir eylem olarak değerlendirilmesi gerektiği ve tek eylemden iki ayrı hüküm kurulmasının yanlış olduğuna vesaire ilişkindir.
B. Sanığın Tehdit Suçuna Yönelik Temyiz İsteminin Reddine Dair Ek Karara İlişkin Temyiz İsteği
Olayın tek eylem olarak değerlendirilmesi gerektiği, tehdidin söz konusu olmadığı, dolayısıyla kesin bir karardan söz edilemeyeceği ve beraat etmesi gerektiğine vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın olay günü çocuğunun öğretmeni olan katılan ile tartışmaya başladığı, tartışmanın ilerlemesi sonucu sanığın katılana hitaben alenen “Siz çirkefsiniz, çirkeflik yapıyorsunuz, seni bu okuldan göndereceğim, sana bu okulda öğretmenlik yaptırmayacağım.” şeklinde hakaret ve tehditte bulunduğu Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Tehdit Suçuna İlişkin Temyiz İsteminin Reddine Dair Ek Karara Yönelik
Sanık hakkında hükmolunan netice cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği asıl kararın resen temyize de tabi olmadığı, aynı Kanun’un 315 inci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, ek kararda bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın temyiz isteği yerinde görülmemiştir.
B. Hakaret Suçuna İlişkin
1. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Taraf ve tanık beyanları çerçevesinde 5237 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı ve sanığın aşamalarda eşinin dinlenilmesine yönelik bir talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
2. Sair Sebepler Yönünden
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda; sanığın katılana yönelik “Siz çirkefsiniz, çirkeflik yapıyorsunuz.” şeklindeki sözlerinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
A. Tehdit Suçuna İlişkin Temyiz İsteminin Reddine Dair Ek Karara Yönelik
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin 10.02.2016 tarihli ek kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden ek kararın, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Hakaret Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (B-2) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.10.2023 tarihinde karar verildi.