YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10950
KARAR NO : 2023/21825
KARAR TARİHİ : 02.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2008/194 Değişik iş
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.12.2005 tarihli ve 2005/177 esas, 2005/487 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 265 inci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü ve dördüncü fıkraları uyarınca 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, cezanın infazı sırasında Rize Cumhuriyet Başsavcılığının 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden uyarlama talebinde bulunması üzerine aynı Mahkemenin 10.09.2008 tarihli ve 2008/194 değişik iş sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine takdiren yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 22.03.2023 tarihli ve 94660652-105-53-19383-2022-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.05.2023 tarihli ve KYB-2023/42031 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.05.2023 tarihli ve KYB-2023/42031 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlememesi halinde davanın düşmesine karar verileceği ve adlî sicil kaydında mahkumiyet hükmü yer almayacağı cihetle, kesinleşmiş ve hatta infaz edilmiş hükümlerde dahi sanığın hukuki menfaatinin bulunması şartıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden lehe uyarlama yapılması gerektiği, ayrıca bu şekilde uyarlama yapılırken mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının subjektif koşulları yönünden takdir hakkının kullanılmasının gerektiği durumlarda duruşmalı inceleme yapılarak hüküm kurulması gerektiği cihetle, adı geçen sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasında menfaati olmasına nazaran, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının subjektif ve objektif koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilmesi için duruşmalı inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2009 gün ve 2009/9-91,212 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5728 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş, infaz edilmekte ve hatta koşulları bulunmakta ise infaz edilmiş olan mahkûmiyet kararları hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna ilişkin uyarlama, hükmü veren mahkemece, genel bir ilke olarak objektif koşulların (mahkûmiyet hükmü olması, suç niteliği ve ceza miktarı ile daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama) değerlendirilmesiyle sınırlı bir inceleme yapılması halinde evrak üzerinde, sübjektif koşulların (sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarının) değerlendirilmesi gereken hallerde ise duruşma açılarak yapılmalıdır.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.12.2005 tarihli ve 2005/177 esas, 2005/487 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü ve dördüncü fıkraları uyarınca 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, hüküm tarihinde kapsamda bulunmadığından 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi değerlendirilmemiş olup, uyarlama talep edilmesi üzerine itiraz mercii tarafından “Sanığın müştekilerin zararını gidermemesine göre hakkında takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına.” karar verilmiştir.
Kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesindeki objektif koşulların varlığı halinde, mahkemece subjektif koşullar değerlendirilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hakkında karar verilmesi gerektiğinden ve subjektif koşullara ilişkin değerlendirmenin, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun anılan kararında belirtildiği üzere duruşmalı inceleme ile yapılması zorunlu bulunduğundan, itiraz mercii kararı hukuka aykırı olup, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.09.2008 tarihli ve 2008/194 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.10.2023 tarihinde karar verildi.