Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/10942 E. 2023/21824 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10942
KARAR NO : 2023/21824
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/614 Esas, 2021/863 Karar
SUÇ : Hakaret
KARAR :Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 129 uncu maddesi uyarınca 1000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 04/04/2023 tarihli ve 94660652-105-34-30284-2022-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25/05/2023 tarihli ve KYB-2023/41348 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25/05/2023 tarihli ve KYB-2023/41348 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre,
1- Sanığın 15.04.2021 tarihinde eşi … ile arasında çıkan tartışmada eşine hakaret ettiği olay ile ilgili olarak, sanığın müştekiye yönelik hakaret eylemi sebebiyle açılan kamu davasında, her ne kadar müşteki …’in 14.09.2021 tarihli 1 inci oturumda sanıktan şikâyetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmış ise de, müştekinin 21.04.2021 tarihli kolluk ifadesinde şüpheliden şikâyetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, soruşturma aşamasındaki ifadesinde şikâyetçi olmayan müştekinin kovuşturma aşamasında alınan beyanında şikâyetçi olmasının, şikâyetten vazgeçmeden vazgeçme olmayacağından sonuca etkili olmayacağı ve 5237 sayılı Kanun’un 125/1 inci maddesinde düzenlenen yargılama konusu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olduğu gözetilerek, şikâyet yokluğu sebebiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cezanın belirlenmesi” başlıklı 61. maddesinin konuyla ilgili 5 ve 8. fıkralarında ” (5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir. ….” şeklindeki düzenleme uyarınca sanık hakkında, hakaret suçundan dolayı 5237 sayılı Kanun’un 125/1 inci maddesi gereğince temel cezanın belirlenmesini müteakip, önce haksız tahrik sonrasında takdiri indirim nedenleri uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Kanun’un 61. maddesi kapsamında sıralama hatası yapılarak karar verilmesinde,
3- Hükümde, katılanın bildirmiş olduğu zararların sanık tarafından giderilmediği anlaşıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; “Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarihli ve 2008/250-13 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, bu kapsamda hakaret suçunun zarar suçu olmadığı bu sebeple sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilemeyeceği değerlendirilmeden karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 131 inci maddesinin birinci fıkrasında “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.” hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ise, “Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür.” hükümleri düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında da, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma ya da kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
İncelenen somut olayda; mağdurun soruşturma aşamasında alınan 21.04.2021 tarihli ifadesinde şikâyetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, takibi şikâyete bağlı olan hakaret suçu için şikâyet dava şartı olduğundan ve kovuşturma şartının gerçekleşmediği gözetilmeden, sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının, 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Yerel Mahkeme kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca karardaki hukuka aykırılık, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle;
“Sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının, 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkraları gereğince DÜŞMESİNE,
Sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının düşmesi nedeniyle bu suç için yapılan yargılama giderinin Hazine üzerinde bırakılmasına,”
4. Hükmolunan cezanın çektirilmemesine,
5. “3” numaralı kararın içeriğine göre, “2 ve 3” numaralı istemlerle ilgili olarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.10.2023 tarihinde karar verildi.