Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2023/10675 E. 2023/22059 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/10675
KARAR NO : 2023/22059
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/675 E., 2016/632 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yerel Mahkemece sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen hakaret suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2. Tebliğname’de, sanığın soruşturma aşamasındaki savunmasında üzerine atılı suçu ikrar ettiği gözetilmeksizin sanığın beraatine karar verilmesi sebebiyle hükmün bozulması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği, sanığın katılana “İstediğin yere şikayet et, ben kanunsuz iş yapmıyorum, etmezsen yüzüne tükürürüm.” diyerek telefonu kapattığı yönündeki iddianın sanığın 18.08.2015 tarihli beyanıyla ikrar edildiği, duruşmada ise bu cümleyi kullanmadığını kesin olarak ifade etmediği, her iki savunma birlikte değerlendirildiğinde sanığın hakaret eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşıldığına, bu sebeple kararın bozulması gerektiğine vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın pansiyon işlettiği, katılan ile anlaşma yaparak yaz sezonu boyunca pansiyonu 6.000,00 TL karşılığında katılana kiraladığı, katılanın dönem içerisinde parça parça olmak üzere toplam 4.000,00 TL ödediği, katılanın yaz sezonu bitmeden pansiyondan erken ayrılarak kalan ücreti de ödemek istememesi üzerine katılan ile sanığın tartıştıkları, bu tartışma sırasında sanığın katılanı tehdit ettiği, katılanın jandarmaya şikâyette bulunacağını beyan etmesi üzerine sanığın bu kez de “İstediğin yere şikâyet et, etmezsen suratına tükürürüm.” şeklindeki sözlerle katılana hakaret ettiği iddia edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğname’deki Bozma Düşüncesi ve O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 148 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Müdafii hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz” ve aynı Kanun’un 213 üncü maddesinde yer alan “Aralarında çelişki bulunması halinde; sanığın, hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan veya müdafiinin hazır bulunduğu kolluk ifadesine ilişkin tutanaklar duruşmada okunabilir.” şeklindeki yasal düzenlemelere göre; sanığın önceki ifadesinin duruşmada okunmasının ilk koşulunun iki ifade arasında çelişki bulunması, ikinci koşulun ise sanığın önceki ifadesinin; hakim, mahkeme ya da Cumhuriyet savcısı tarafından alınması veya kollukta alındığı taktirde ise ifadeye müdafiinin katılması olduğu, somut olayda her ne kadar sanık kolluk beyanında “İstediğin yere şikâyet et, etmezsen yüzüne tükürürüm.” şeklinde söylediğini ikrar etmiş ise de bu ifadenin müdafii huzurunda alınmadığı, duruşmada da böyle bir söz söyleyip söylemediğini hatırlamadığını beyan etmesinin önceki ifadesini doğruladığı anlamına gelmediği, bu nedenle sanığın kolluk ifadesinin duruşmada okunamayacağı ve hükme esas alınamayacağının anlaşılması ve başkaca bir tanık beyanı veya delil bulunmaması karşısında, Yerel Mahkemenin sanık hakkında kurduğu beraat hükmüne ilişkin takdir ve gerekçesinde bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Sair Sebepler Yönünden
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, O yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında, O yer Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.10.2023 tarihinde karar verildi.