Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/8276 E. 2023/22163 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8276
KARAR NO : 2023/22163
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/887 E., 2019/3136 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM :Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinin reddine dair karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilerek, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İlk Derece Mahkemesince Sanık Hakkında
1. Sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü, 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının 51 inci maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca ertelenmesi, 1 yıl 6 yıl süre ile denetim altına alınmasına karar verilmiştir.
2. Hükümlü bu karara ilişkin Mahkemesine yasaklanmış hakların iadesini talep etmiş, talebin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Sanık Hakkında
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik yapılan inceleme neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Hükümlünün temyiz isteminin, kararın bozulması, memnu hakların iadesine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Hükümlünün talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
5560 sayılı Kanun’la 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na eklenen 13/A maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’u dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği, bunun için, Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gerektiği halde 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu maddeye göre hükmedilen hak yoksunluğunun hapis cezasının infazının tamamlanmasıyla sınırlı olduğu; Bu açıklamalara göre somut olaya bakıldığında; hükümlünün 11.03.2018 tarihinde işlemiş olduğu kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu ile ilgili olarak yapılan yargılaması sonunda 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddeleri gereğince erteli 1 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilen ve bu cezası 51 inci maddesi uyarınca ertelenip, 1 yıl 6 ay denetim süresi belirlenen hükümlü hakkında verilen kararın, “09.03.2010” tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince erteli mahkûmiyet hükmünün denetim süresinin sonu olan ” 09.09.2011″ tarihinde infaz edilmiş sayılacağı, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluğu, hapis cezasının infazının tamamlanmasıyla sınırlı olduğundan, 09.09.2011 tarihinden itibaren hükümlünün hak yoksunluğunun bulunmadığı, bu nedenle yerel mahkemece verilen kararın memnu hakların iadesi talebinin reddine ilişkin kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı anlaşıldığından sair istinaf itirazları yerinde görülmediği, Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 121,124 üncü maddeler ile mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 416,420 nci maddelerinde yasaklanmış hakların geri verilmesi düzenlenmişti. Hükümlünün yeniden topluma kazandırılmasını sağlamak amacıyla, göstermiş olduğu iyi hal karşılığı ceza mahkûmiyeti ile kaybedilen hak ve ehliyetler geri verilmiş olmaktaydı.
5237 sayılı Kanun’da ise hak yoksunluğu 53 üncü maddede düzenlenmiştir. 5237 sayılı Kanun’un 53/3 üncü maddesi uyarınca hak yoksunlukları (aynı maddede gösterilen istisnalar hariç) kural olarak cezanın tümü ile infaz edilmesi ile ortadan kalkar. Yeni Türk Ceza Kanunu süresiz hak yoksunluğu öngörmediği ve kural olarak cezanın infazıyla sınırlı bir hak yoksunluğu kabul ettiği için, yasaklanmış hakların geri verilmesi kurumuna da yer vermemiştir. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü madde gerekçesinde açıkça “Bu sistemde süresiz bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için yasaklanmış hakların geri verilmesinden artık söz edilemeyecektir.” açıklamasına yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun ile benimsenen yaptırım teorisi yasaklanmış hakların geri verilmesi kurumunu kabul etmemiştir. Bu kabul 5237 sayılı yasada düzenlenen hak yoksunluğu yönünden uygun olmakla birlikte,
Anayasanın 76 ncı maddesi, Devlet Memurları Kanunu m.48/A-5, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.5/1-a, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu m.74/1-d, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun m.10/d, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanun m.7/5 gibi, belirli bir suçtan veya belirli bir cezaya mahkumiyet halinde süresiz hak yoksunluğu öngörülen hükümler yer almaktadır. Bu hükümler sebebiyle; kişinin cezasının infazı tamamlansa ve 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi kapsamında hak yoksunluğu bulunmasa bile, bu özel kanunlarda yer alan hak yoksunlukları varlığını korumaktadır.
Yasa koyucu tarafından süresiz hak yoksunluklarının ortadan kaldırılabilmesi amacıyla; 5352 sayılı Kanun’a 06.12.2006 tarih 5560 sayılı yasa ile 13/A maddesi eklenerek, kişilerin mahkûmiyete bağlı hak yoksunluklarının giderilmesine imkan sağlanmıştır.
Anayasa ve özel kanunlardaki ceza mahkûmiyetine bağlı süresiz hak yoksunluğu içeren hükümlerin yürürlükten kaldırılmaması ve 5237 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 5352 sayılı yasaya 13/A maddenin eklenmesi karşısında Anayasa ve özel kanunlardaki ceza mahkûmiyetine bağlı süresiz hak yoksunlukları yönünden 13/A maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı verilmesi gerekir.
Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluyla geri verilecek haklar, belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağlı olarak yoksun kalınan haklar ve ehliyetsizliklerdir. 5237 sayılı Kanun dışındaki diğer bütün kanunlardan ve Anayasadan kaynaklanan yoksunluklar için söz konusu olabilecektir. Yasaklanmış hakların iadesine ilişkin taleplerin, “hükümlünün yasaklanmış hakkı bulunmadığından veya yeni Türk Ceza Kanunun’da yasaklanmış hakların iadesinin düzenlenmemiş olması gerekçesiyle talebin reddine veya karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi hukuka uygun değildir. Yasaklanmış hakların iadesine karar verilebilmesi için mahkûmiyet kararında mutlaka bir hakkın kullanımının yasaklanmış olması gerekli değildir. Mahkûmiyetin sonucu olarak özel kanunlardaki bir kısım hak yoksunlukları ortaya çıkıyorsa yasaklanmış hakların iadesi kararı verilmelidir.
5352 sayılı Adli Sicil Kanununa eklenen 13/A maddesi gereği memnu hakların iadesi talebinde bulunabilmek için üç şart aranmaktadır.
1) Mahkûm olunan mahkumiyet hükmünde yer alan tüm ceza süresinin infaz edilmesi.
2) Cezasının infazından itibaren 3 yıllık bir sürenin geçmiş olması.
3) Cezanın infazından başlamak ve cezanın infazından sonra geçirilmesi gereken üç yıllık süre de dahil olmak üzere bu süre içerisinde hükümlünün yeni bir suç işlememesi ve yaşamını “iyi halli” olarak sürdürdüğüne dair mahkemede kanaat oluşması gerekir.
Somut olayda hükümlü hakkında Trabzon (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.10.2009 tarih 2008/231 E., 2009/522 K. Sayılı ilamı ile hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125/3 üncü maddesinin (a) bendi, 43, 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine 1 yıl 6 ay süre ile denetim altına alınmasına karar verilmiştir. Karar 09.03.2010 tarihinde kesinleşmiş denetim süresinin sonu olan 09.09.2011 tarihinde infaz edilmiş sayılmıştır.
Hükümlü daha sonra yasaklanmış hakların iade talebinde bulunmuş hükmü veren mahkemenin dosyalarının devredildiği Trabzon 5. Asliye Ceza Mahkemesi 21.12.2018 Tarih, 2018/445 D.İş sayılı karar ile 5237 sayılı Kanun dışındaki kanunda belirtilen suçtan dolayı hak yoksunluklarının giderilmesinin yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluyla geri alınabileceğini, hükümlünün mahkumiyetinin 5237 sayılı Kanun’da belirtilen suçlar kapsamında olması nedeniyle talebin reddine karar vermiştir.
Kararın istinaf edilmesi üzerine Samsun BAM 6. Ceza Dairesi erteli cezanın denetim süresinin sonu olan 09.09.2011 tarihinde hükmün infaz edilmiş sayılacağı hak yoksunluğun hapis cezasının infazının tamamlanmasıyla sınırlı olduğu bu tarihten sonra hükümlünün hak yoksunluğunun bulunmadığı bu nedenle memnu hakların iade talebinin reddine ilişkin ilk derece kararında hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Hükümlü hakkında hakaret suçundan verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 48A-5 maddesi kapsamında kalması nedeniyle kamu hizmetine girmeye engel teşkil ettiği yine bir çok özel yasada belirtilen hakları kullanmakta süresiz mahrumiyete yol açtığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklamalar kısmında belirtildiği gibi hükümlü hakkında verilen mahkûmiyet kararı süresiz hak yoksunluklarına neden olmaktadır. İlk derece ve istinaf ceza dairesinin kararlarında mahkûmiyet hükmünün 5237 sayılı Kanun’da belirtilen suçlardan olması nedeniyle, 5352 sayılı yasa 13/A maddesi kapsamında kalmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Ulaşılan bu sonuç hukuka uygun değildir. Çünkü 5352 sayılı yasa 13/A kapsamında mahkûmiyete bağlı yasak hakların geri verilmesi kararının verilebilmesi için mahkûmiyet hükmünün özel yasalarda yer alan bir suça bağlı mahkûmiyet olma zorunluluğu yoktur. Suçun 765 sayılı Kanun, 5237 sayılı Kanun veya hangi özel yasada düzenlendiğinin bir önemi yoktur. Burada dikkat edilecek şey verilen mahkumiyete bağlı özel yasalarda bir hak yoksunluğu sonucunun doğup doğmadığı araştırılacaktır yani suçun hangi yasada düzenlendiği değil hak yoksunluğunun hangi yasadan kaynaklandığı noktasına odaklanılması gerekir. Hak yoksunluğu 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi kapsamında ise yasaklanmış hakların geri verilmesi kararına gerek yoktur, Ancak verilen mahkûmiyet kararı 5237 sayılı Kanun kapsamında kalsa dahi özel yasalarda bir hak yoksunluğuna neden oluyor ise artık 5560 sayılı Yasa’nın 13A maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak, inceleme 13A maddesi kapsamında yapılarak, bu maddede belirtilen koşullar gerçekleşmiş ise yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı verilmelidir. 13A maddedeki belirtilen 3 koşul yerine getirilmemiş ise bu nedenlerle talep reddedilmelidir.
Hükümlünün 5237 sayılı Kanun kapsamında kalan hakaret suçundan mahkûm edildiği 1 yıl 3 ay hapis cezasının 657 sayılı yasa ve diğer özel yasalar kapsamında süresiz bir hak mahrumiyetine neden olması karşısında Mahkemece 5352 sayılı yasanın 13A maddesinde düzenlenen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonucuna göre yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı verilip verilemeyeceğinin belirlenmesi gerekirken, yerinde olmayan hukuka aykırı gerekçeyle yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle hükümlünün temyiz istemi yerinde görüldüğünden Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Trabzon 5.Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.10.2023 tarihinde karar verildi.