Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/7958 E. 2022/14311 K. 07.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7958
KARAR NO : 2022/14311
KARAR TARİHİ : 07.06.2022

KARAR
Silahla kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2, 86/2 (2 kez), 86/3-e (2 kez), 35/1-2, 62/1 (3 kez) ve 52/2. (3 kez) maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası ve 2 kez 1.500,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair … (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 12/07/2011 tarihli ve 2010/439 esas, 2011/382 sayılı kararının itiraz edilmeden 08/09/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 14/10/2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 125/1-2, 86/2 (2 kez), 86/3-e (2 kez), 62/1 (3 kez) ve 52/2. (3 kez) maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası ve 2 kez 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin … 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2014 tarihli ve 2014/668 esas, 2014/445 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14.04.2022 tarih ve 2022/26885 sayılı istem yazılarıyla Dairemize gönderilmekle dosya incelendi.
İstem yazısında: ” Dosya aslının, sanığın mahkumiyetine ilişkin … 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2014 tarihli kararının tehdit suçu yönünden temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/06/2017 tarihli ve 2016/7855 esas, 2017/17665 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine dair verilen … 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/520 esas, 2017/1025 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 25/05/2021 tarihli ve 2018/2739 esas, 2021/15515 karar sayılı ilamı ile bozulmasını takiben, … 12. Asliye Ceza Dairesinin 2021/535 esasına kayden derdest bulunması sebebiyle, onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre,
1-Mahkemesince, taraflar arasında husumet bulunduğu, katılan …’nın sanığı telefonla arayarak hakaret etmesi üzerine sanığın cevaben “Seni öldürteceğim özel adam tutup seni vurduracağım, ananı avradını sinkaf ettireceğim” şeklinde sözler sarf ederek tehdit ve hakaret suçlarını işlediği, anılan olayı müteakip, sanık ve katılanların … servisi önünde karşılaştıkları ve katılanların sanığa vurarak onu kasten yaralamaya çalıştıkları ancak araya birilerinin girmesi sebebiyle yaralayamadıkları, bu sırada sanığın aracındaki orağı alarak katılanlardan …’ya vurarak onu yaraladığı, diğer katılanı da yaralamaya çalıştığı ancak onun kaçması sebebiyle yaralayamadığı kabul edilen somut olaylar nedeniyle, sanığın mahkumiyetine ilişkin … 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2014 tarihli kararının, inceleme dışı tehdit suçu yönünden temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/06/2017 tarihli ve 2016/7855 esas, 2017/17665 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın aynı suçtan mahkumiyetine dair verilen … 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/520 esas, 2017/1025 sayılı kararının Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 25/05/2021 tarihli ve 2018/2739 esas, 2021/15515 karar sayılı ilamı ile katılan …’nın sanığı arayarak hakaret etmesi üzerine, sanığın cevaben tehdit ve hakarette bulunduğu yani ilk haksız hareketin karşı taraftan geldiği gözetilerek sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle bozulduğu, yine taraflar karşılaştıklarında ilk olarak karşı tarafta bulunan katılanların sanığı yaralamaya teşebbüs ettiği nazara alındığında; sanığın inceleme konusu diğer suçlar olan kasten yaralama ve hakaret suçlarını da haksız tahrik altında işlediğinin kabul edilerek, sanık hakkında hakaret suçu yönünden özel haksız tahrik maddesi olan 5237 sayılı Kanun’un 129 ve kasten yaralama suçu yönünden ise anılan Kanun’un 29. maddesinin uygulanmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de,
2-5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi gereğince hükmün aynen açıklanması gerektiği nazara alındığında, somut olayda sanık hakkında katılan …’e karşı silahla kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 86/3-e, 35/1-2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca hükmedilen ve 5271 sayılı Kanun’un 231/5. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içerisinde kasten işlediği suçtan mahkum edildiğinin ihbarı üzerine açıklanması sırasında, 5237 sayılı Kanun’un 86/2 ve 86/3-e maddeleri gereğince belirlenen 180 gün adli para cezasını müteakip, 35/1-2. maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapılmasına ilişkin hüküm kısmı unutularak, doğrudan 62/1 ve 52. maddelerine ilişkin hüküm kısımları sıralanmak suretiyle sanığın neticeten 1.500,00 Türk lirası adli para cezası yerine, 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
1 numaralı talep yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Ceza Genel Kurulu’nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararında belirtildiği üzere; kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; mahkeme sanığı tehdit ve hakaret eylemlerinden cezalandırma yoluna gitmiştir. Tehdit ve hakaret suçları açısından aynı Kanunun 29 ve 129. maddelerinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı bizatihi mahkemenin takdirine ilişkin bir konu olup, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
2 numaralı talep yönünden ise;
Sanık hakkında … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12.07.2011 tarih, 2010/439 esas, 2011/382 sayılı kararı ile mağdur …’a yönelik kasten yaralama suçundan 86/2, 3e, 35, 62 ve 52. maddelerinin uygulanması ile 1500 TL adli para cezası cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, verilen kararın 08/09/2011 tarihinde kesinleşmesi üzerine denetim süresinde işlediği kasıtlı suç nedeniyle … 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20/11/2014 tarih, 2014/668 esas ve 2014/445 sayılı kararıyla açıklanan hükümde TCK’nın 35. maddesi uygulanmayarak neticeten 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmolunmuştur.
CMK’nın 231/11. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükümlerin aynen açıklanması gerekirken, önceki hükümden farklı olarak TCK’nın 35. maddesinin uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki 1 numaralı düşünce, kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 2 numaralı kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
a- Kasten yaralama suçundan sanık … hakkında, … 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20/11/2014 tarihli ve 2014/668 esas, 2014/445 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
b- Karardaki hukuka aykırılık CMK’nın 309. maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif cezaların verilmesini gerektirmekle, sanık hakkında TCK’nın 86/2. maddesi uyarınca belirlenen 120 gün adli para cezasından TCK’nın 86/3e maddesi gereğince yarı oranında artırım yapılarak 180 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 35. maddesi gereğince 1/2 oranında indirim yapılarak 90 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına,TCK’nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması suretiyle 75 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sanığa verilen 75 gün adli para cezasının TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca bir günlüğü 20,00 TL üzerinden hesaplanarak 1.500,00 TL adli para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
c- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 07/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.