Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/7309 E. 2022/15164 K. 14.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7309
KARAR NO : 2022/15164
KARAR TARİHİ : 14.06.2022

KARAR
Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından sanıklar …, …, …, …, … ve …’ın ayrı ayrı beraatlerine, sanıklar kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 Türk lirası vekâlet ücretinin hazineden alınarak sanıklara ayrı ayrı verilmesine dair … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/04/2021 tarihli ve 2019/395 esas, 2021/276 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22/03/2022 gün ve 2022/20676 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/03/2021 tarihli ve 2021/6803 esas, 2021/4689 karar sayılı ilamında yer alan, “…Sanıkların kendilerini aynı vekil ile aynı davada temsil ettirmeleri nedeniyle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16.10.1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasının değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedinin esas alındığı, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmaması karşısında beraat hükümlerinde tek vekalet ücretine hükmedilmesine gerekmektedir…” şeklindeki açıklamalar ile 1136 Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4. maddesinde yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.” şeklindeki düzenleme ile anılan maddenin ikinci cümlesinde yer alan “Beraat eden sanıklar birden fazla ise beraat sebebi ortak olan sanıklar müdafii lehine tek, beraat sebebi ayrı olan sanıklar müdafii lehine ise ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda yargılama aşamasında kendilerini tek vekille temsil ettiren ve haklarında beraat kararları verilen sanıklar yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden her bir sanık lehine ayrı ayrı maktu vekalet ücreti verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “Olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay tarafından incelenmesini sağlamak suretiyle ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri, olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26/10/1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve özel dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hâkim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile delillerin değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/06/1971 gün ve 497-209, 07/02/1972 gün ve 447-72, 24/02/1975 gün ve 37-32, 14/06/2005 gün ve 66-65, 07/02/2006 gün ve 172-10, 22/10/2013 tarih ve 2012/11-1322-2013/421 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olması şahsi hak olma niteliğini değiştirmeyeceğinden ve kişisel hakka ilişkin olarak yapılan aykırılıklar nedeniyle kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, Hazine aleyhine sanıklar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik karar kanun yararına bozma isteminin konusu olamayacağından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 14/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.