Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/6409 E. 2022/14318 K. 07.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6409
KARAR NO : 2022/14318
KARAR TARİHİ : 07.06.2022

KARAR
Sesli, yazılı veya görüntülü hakaret suçundan şüpheli … isimli … kullanıcısı hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/03/2021 tarihli ve 2021/58530 soruşturma, 2021/41426 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii … 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/05/2021 tarihli ve 2021/1144 değişik … sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08/02/2022 tarih ve 2022/14718 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilmekle dosya incelendi.
İstem yazısında : “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müşteki vekilinin, “…” isimli … hesabından yapılan “Darbeye yeltenirlerse Nevşin benim” şeklindeki paylaşımla müvekkiline karşı hakaret suçunun işlendiğinden bahisle yaptığı şikâyet üzerine, … Cumhuriyet Başsavcılığınca … isimli sosyal paylaşım sitesi ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerinin, sitenin faaliyet merkezinin bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri adIî makamlarınca cevaplanmadığı, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şüpheli hakkında kovuşturma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/03/2021 tarihli ve 2021/1361 esas, 2021/9218 karar sayılı ilâmında yer alan, “… müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılması, şüphelilerin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması, tespiti durumunda savunmalarının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi…hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne…” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde şüpheli hakkında, “şüphelinin adının ve soyadının … olduğu, …/…’de ikamet ettiği, …, … Caddesi, No:4, 41050 …/… adresinde yer alan Hayırsevenler Derneği’nin yöneticisi olduğu” şeklinde kimliğini tespite yarayabilecek bilgilerin verilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, bahse konu şikayet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında … Cumhuriyet Başsavcılığınca … İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne hitaben çok yönlü araştırma yapılarak ve gerektiğinde resmi veya özel kurum ve şirketlerle de temasa geçilerek; paylaşımın yapıldığı IP, paylaşımı yapan şüphelinin kimlik, adres ve diğer irtibat bilgilerinin tespit edilmesinin istenilmesinin gerektiği, ilgili kurumlarla (… Nüfus Müdürlüğü, … Emniyet Müdürlüğü, vs.) yazışma yapılarak araştırma yapılması, şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmesi durumunda savunmasının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ve başkaca herhangi bir araştırma yapılmaksızın eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 160/1. maddesinde, “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.”, 160/2. maddesinde “Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Her ne kadar müştekinin şikayetine konu …/…/… isimli internet sitelerinin ülkemizde herhangi bir servis sağlayıcısının olmaması nedeniyle bu tür soruşturmalarda Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Ceza İstinabe ve Tebligat bürosunun istinabe amaçlı yazılan yazıların, mağdurun isminin kullanılarak sahte … hesabı oluşturulup mağdurun resimlerinin, iletişim bilgilerinin v.b.lerinin … sayfasında yayınlanması gibi eylemler için …’den yapılan Ceza İstinabe taleplerinin … adli makamlarınca bu tür eylemlerin cezai değil hukuki nitelikte olduğu belirtilerek reddedildiğinden bahisle ilgili ülkenin adli makamlarına iletilmeyip bila ikmal iade edildiği, nitekim Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürlüğünün 10/07/2013 tarih ve 69/2 sayılı genelgesinde, iftira, hakaret, tehdit ve mağdurun fotoğrafı bir şekilde ele geçirilerek onun adına sahte …/…/… hesabı açılması veya kullanılması veya bilgileri kullanılarak açılan sosyal paylaşım hesaplarında mağdurun veya ilgisi olmayan 3.kişilerin uygunsuz fotoğraflarının kullanılması veya çeşitli yazıların yazılması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçlarına ilişkin istinabe taleplerinde … adli makamlarının, … mevzuatı uyarınca bu tür fiillerin ceza davasına konu olmadığı ve yalnızca bir hukuki itilaf olarak kabul edildiği gerekçesiyle adli yardımlaşma taleplerinin reddedildiğinin belirtildiği, bu gerekçelerle, soruşturmaya konu olay bakımından CMK.nun 172. maddesinde belirtilen “soruşturma evresi sonunda kovuşturma olanağının bulunmaması halinin” söz konusu olduğu, gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, soruşturma dosyası kapsamında yeterli ve etkili soruşturma işlemi yapılmadan bu karar verilmiştir. CMK’nın 172/1. maddesindeki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği anlaşılmakla, merciince itirazın kabulüne yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- … 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/05/2021 tarihli ve 2021/1144 değişik … sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK’nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 07/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.