Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/5042 E. 2023/24920 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5042
KARAR NO : 2023/24920
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/396 E., 2020/553 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, gerekçeli kararın sanığın en son bildirdiği adresi dışında başka bir adrese gönderildiği anlaşılmakla sanığın temyizini öğrenme üzerine yaptığı kabul olunarak 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilerek, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesi uyarınca 8.840,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararıyla; sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyizinin; hükmün usul ve Yasa’ya aykırı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince haksız tahrik unsurunun dikkate alınmadığı, eyleminde suç kastı olmadığı, ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri yaptığı, lehine olan delillerin dikkate alınmadığı, hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılarak karar verilmesi gerektiği, bu nedenlerle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın Ocak- Şubat 2017 tarihlerinde kendisine ait … sosyal medya hesabından Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olan ve kamu görevlisi sayılan katılandan bahisle;
24.02.2017 tarihli paylaşımında “…’nun bütün bu kirli işlerden haberdar olduğunu ve suç örgütünü kuran ve yöneten olarak bir numaralı suçlu olduğunu biliyordum. …’nun ortak çalıştığı Feto’dan tutuklu … ve çete üyelerini belediye ve askide nasıl yol verdiyse aynı şekilde yerel basını ve sosyal medya hesaplarını kontrol altına almak muhaliflerini susturmak için kurduğu ve yönettiği … kumpas çetesini belediye şirketlerinden ve askiden yol vermiş”,
21.02.2017 tarihli paylaşımda “önce Fetöcü savcı … sonra Fetöcü danışman …. şimdide yönettiğin ve beslediğin kumpas çetesi bak … bu senin beslediğin kumpas çetesinin marifetleri ucu nereye ve kime dayanırsa dayansın bu işin hesabı sorulacak seninle “
23.02.2017 tarihli paylaşımda “Fetöcü … ve çete üyeleri ile işbirliği içinde olan … yargılanacak”,
15.08.2017 tarihinde “….her zamanki dengesizliğini göstermiş, Allah kahretsin seni 3,5 yıllık aydın büyükşehir belediye başkanlığı görevinde yolsuzluk ve feto ilişki yumağına sarmalanmış biri, başta ayba adı altında kamu kaynaklarını kendi reklamın için kullanarak ve medyaya dağıttığın paralarla bilbordlarda yer alarak ve siyasi muhaliflerine fek hesaplardan saldırılar yaparak sesini kısmak suretiyle ayakta durmaya çalıştığını bilmeyen mi var senin?, sen önce fetodan tutuklu erkan karaarslanın karargahına dönüştürdüğün Aydın Büyükşehir Belediyesi, aski ve Aydın bşb şirketlerinin hesaplarını ver”
Şeklindeki ifadelere yer verdiği, yazı içerikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın aleni sayılan … isimli sosyal paylaşım sitesinden katılana yönelik bu ifadelerinin eleştiri ve haber verme sınırını aştığı, onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyuta ulaştığı, hakaret suçunun yasal unsurları itibariyle oluştuğu kabul olunarak, sanığın mahkumiyeti yönünde hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesinin kararında hakaret suçundan yapılan ve mahkumiyetle sonuçlanan yargılamada, usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya usuli işlemlerde herhangi bir eksikliğin olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu kabul edilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince kabul olunan maddi vakıaların suçun unsurlarını kapsadığı, tüm dosya kapsamından katılanın, sanığa yönelen haksız bir eylemin bulunmadığının anlaşılması karşısında olayda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması koşullarının oluşmadığı, sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmasına karar verildiği, hakkında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu anlaşıldığından, sanık hakkında yeniden 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair Mahkemenin takdir ve değerlendirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı belirlenerek yapılan incelemede sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
B. Tebliğnamedeki Görüş Yönünden
Gerekçeli kararın sanığın en son bildirdiği adresi dışında başka bir adrese gönderildiği anlaşılmakla sanığın temyizini öğrenme üzerine yaptığı kabul olunarak Tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin kararında öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Aydın 5. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.11.2023 tarihinde karar verildi.