Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/16525 E. 2023/19745 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16525
KARAR NO : 2023/19745
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/184 E., 2020/388 K.
SUÇ : Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.02.2013 tarihli ve 2012/1375 Esas, 2013/438 Karar sayılı kararı ile sanığın suç işlemek amacıyla kurlan örgüte üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 220 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Kararın sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.05.2014 tarihli ve 2013/15079 Esas, 2014/6397 Karar sayılı ilamı ile ek savunma hakkı tanınmadan 5237 sayılı Kanun’un 220 nci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine verilen İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.11.2014 tarihli, 2014/331 Esas, 2014/504 Karar sayılı kararı ile sanığın suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 220 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. Kararın sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 23.01.2020 tarihli ve 2019/916 Esas, 2020/1918 Karar sayılı ilamı ile gerekçesizlik nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bozma üzerine verilen yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Mahkeme kararı ile sanığın suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 220 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; eksik inceleme ile karar verildiğine, kararın gerekçesinin yetersiz olduğuna ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. B. A. liderliğindeki, P. A. , F. N., M. ve S. B., O. M. S. M , B. G., G. S., M C. H., N. T. ve sanık … kimliğini kullanan …’ın bir araya gelerek oluşturdukları örgütün yurt içinde ve yurt dışında yaşayan ve ölü kişilere ait pasaport, sürücü belgesi ve diğer belgeleri ele geçirip bu belgeler üzerinde yaptıkları sahtecilik ile yurt dışına insan taşıdıkları, sanıkların bu eylemlerini örgütlü olarak yaptıkları ve birbirleri ile bağlantılı oldukları, üzerinde tahribat yapılan belgeleri belirli bir para karşılığında alıp verdikleri, yurt dışına kaçak olarak gidecek kişilerin biletlerini turizm acentalığı yapan G. S.’nin ayarladığı ve sanık …’ın da yukarıda izah edilen suç işlemek için kurulmuş örgüt faaliyeti kapsamında örgüt lideri yönetimi altında hareket ederek yurt dışına kaçak yollarla çıkmak isteyen şahıslara sahte pasaport temin ederek örgüte ve örgüt lideri B.A.’ya yönlendirmek ve bu şahısları Kuşadasına götürerek orada yurtdışına çıkmalarını sağlamak suretiyle üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2. Sanığın kısmi ikrarı mevcuttur.
3. İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.09.2012 tarih 2012/499 değişik iş sayılı kararı dosyada mevcuttur.
4. 27.09.2012 ve 26.09.2012 tarihli fiziki takip tutanakları, 25.09.2012, 27.09.2012, 29.09.2012, 01.10.2012, 02.10.2012, 03.10.2012, 08.10.2012, 11.10.2012, 12.10.2012, 05.07.2012 tarihli iletişimin dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin tutanaklar dosyada mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 220 nci maddesinde tanımlanan “örgütün” varlığının kabul edilebilmesi için de hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket edilmesi ve bu amaçlar doğrultusunda gevşekte olsa hiyerarşik bir şekilde faaliyette bulunulması ve buna yönelik eylemlerin “devamlılık” gösterilmesi gerekir. Amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığı için işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün içinde yer alan faillerle örgüt arasında, örgütün idaresini kolaylaştıran ve örgütü ayakta tutup iş bölümü, süreklilik, disiplin gibi olguların sağlayıcısı olan hiyerarşik ilişkinin varlığının zorunlu olduğu, faillerin örgütteki konumlarına göre, yönetici veya üye olarak nitelendirilerek, örgütü sevk ve idare eden failin yönetici, örgütün amaçları doğrultusunda gevşekte olsa hiyerarşik yapısına dahil olan failin ise doğrudan örgüt üyesi olarak kabul edilmesi gerekecektir.
Somut olayda sanığın kısmi ikrarı, iletişimin dinlenilmesi ve kayda alınmasına ilişkin tutanaklar, fiziki takip tutanakları ve tüm dosya kapsamı karşısında, suçun sübutu ile koşulları oluşmadığından lehe hükümlerin uygulanmamasına dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığından sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
B. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığa yükletilen suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanun’a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.06.2023 tarihinde karar verildi.