YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15146
KARAR NO : 2023/21115
KARAR TARİHİ : 14.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/53 E., 2022/138 K.
SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,
Sanığın ruhsatsız bina yaptığı arsanın, kamu orta malı niteliğinde, hazine adına kayıtlı olması nedeniyle suçtan doğrudan zarar gören Hazine vekilinin temyiz hak ve yetkisi olduğu anlaşıldığından, 19.06.2020 tarihli katılma talebinin reddi kararının kaldırılarak, Maliye Hazinesinin katılan, Hazine vekilinin de katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek,
Gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yerel Mahkemenin 07.10.2015 tarih ve 2015/74 E. – 2015/249 K. sayılı kararıyla, sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 184 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
2. Sanığın temyizi üzerine Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 03.07.2019 tarih ve 2019/3235 E. – 2019/11580 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine Yerel Mahkemenin 30.09.2020 tarih ve 2019/200 E. – 2020/196 K. sayılı kararıyla, 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
4. Sanığın temyizi üzerine Dairemizin 13.12.2021 tarih ve 2021/31051 E. – 2021/29158 K. sayılı kararıyla hükmün tekrar bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bozma üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla, yine bozma öncesi verilen hüküm tekrarlanarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyizinin; suça konu yerin yayla vasfında olması nedeniyle Hazine’nin katılma hakkının bulunduğu halde katılma talebinin reddine yönelik verilen kararın usul ve Yasa’ya aykırı olduğu, esasa yönelik olarak ise sanık hakkında verilen hükmün usul ve Yasa’ya aykırı olması nedeniyle bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, tapuda kamu orta malı olarak kayıtlı ve fiilen yayla olarak kullanılan taşınmaz üzerine yapı ruhsatiyesi almadan suça konu yapıyı inşa ettiği, bahse konu yapı hakkında belediye görevlilerince yapı tatil zaptı düzenlendiği, yapı tatil zaptından sonra sanığın suça konu ruhsatsız yapıyı imar planına ve ruhsata uygun hale getirmediği şeklinde iddia olunan olayda, Yerel Mahkemece sanığın üzerine atılı imar kirliliğine neden olma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Katılan Vekilinin Temyizi Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, 5271 sayılı Kanun’un 325 inci maddesinin birinci fıkrası ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Tebliğnamedeki Görüş Yönünden
Sanığın ruhsatsız bina yaptığı suça konu taşınmazın kamu orta malı vasfında hazine adına kayıtlı olması nedeniyle suçtan doğrudan zarar gören Hazine’nin davaya katılma hakkı bulunduğu belirlendiğinden tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine ilişkin paragrafa; “katılan vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekâlet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.09.2023 tarihinde karar verildi.