Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/14828 E. 2023/22307 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14828
KARAR NO : 2023/22307
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/1910 E., 2022/1526 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/365 E., 2020/186 K.
SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düşme

Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliğine göre, 5235 sayılı Kanun’un 25 inci ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin 07.11.2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan karar uyarınca 20.07.2016 tarihinde göreve başlamasından önce 02.12.2010, 31.03.2015 tarihli sanık hakkında verilen hükümlerin Yargıtay’ın temyiz denetiminden geçmiş olması karşısında hükmün temyiz kanun yoluna tabi bulunduğu bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin 12.05.2022 tarihli düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın hukuki değerden yoksun olduğu ve katılan vekilinin 25.02.2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinin temyiz talebi olduğu kabul edilerek; ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan incelemede;
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.12.2010 tarihli ve 2010/604 Esas, 2010/851 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2. Hükmün katılan vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 17.09.2014 tarihli 2012/34711 Esas, 2014/27027 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2015 tarihli ve 2014/472 Esas, 2015/186 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
4. Hükmün katılan vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesi’nin 27.02.2017 tarihli 2015/37365 Esas, 2017/2123 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5. Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.10.2017 tarihli ve 2017/186 Esas, 2017/504 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
6. Sanık ve müdafiinin karara itirazı üzerine mercii Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli 2018/1080 Değişik iş sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmiştir
7. Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2020 tarihli ve 2018/365 Esas, 2020/186 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin beşinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 233 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
8. Hükmün katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi’nin 12.05.2022 tarihli ve 2020/1910 Esas, 2022/1526 Karar sayılı kararı ile inceleme tarihine kadar zamanaşımın dolduğu belirtilerek sanık hakkında açılan davanın düşmesine ve istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan vekilinin temyiz isteminin; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtir süre tutum dilekçesinden ibaret olduğu, gerekçeli karar tebliğine rağmen ayrıntılı temyiz dilekçesinin verilmediği belirlenmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin özetle; suç tarihi 22.05.2009 olarak belirlenmiş ise de bilirkişi raporuna göre dava konusu yapının 2005 ağustos ayından sonra 2006 ekim ayından önce yapıldığı anlaşıldığı ve suç tarihinin buna göre belirlenmesi gerektiği ve uzamış zamanaşımının eylül 2018 tarihi itibariyle ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinden önce dolduğu, dava zamanaşımın bu tarihe göre yapılması gerektiği bu nedenle hükmün bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. GEREKÇE
09.06.2017 tarihli bilirkişi raporu ile suça konu yapının 2005 yılı Ağustos 2006 Yılı Ekim tarihleri arasında yapıldığı anlaşılmakla suç tarihinin “Ağustos 2005-Ekim 2006” yerine “22.05.2010” olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu belirlenmiştir.
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. Suçun işlendiği tarihten 18.02.2020 tarihli hüküm tarihine kadar suçun tabi bulunduğu 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilmeden kamu davasının zamanaşımı nedeni ile düşmesi yerine yargılamaya devamla yazılı biçimde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Mahkeme kararına yönelik katılan vekilinin ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrası (e) bendi, 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.10.2023 tarihinde karar verildi.