Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/14641 E. 2022/24578 K. 06.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14641
KARAR NO : 2022/24578
KARAR TARİHİ : 06.12.2022

KARAR

Sanık … hakkında TCK’nın 86/2-3.a maddesinde düzenlenen kasten yaralama ve 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçlarından yapılan yargılama sonucunda, mahkûmiyetine dair … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/06/2014 tarihli 2013/5 Esas 2014/29 sayılı kararın temyizi üzerine, Dairemizin 21/06/2022 tarihli ve 2022/5060 esas 2022/15642 karar sayılı temyiz isteminin reddi yönündeki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/11/2022 tarih ve KD-2022/129014 sayılı itiraz yazısıyla, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 2 ve 3. fıkraları gereğince itirazı üzerine dosya Dairemize gönderilmekle incelendi;
I- İTİRAZ NEDENLERİ
“İtiraz konusu, sanığın savunmasında bildirdiği adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığına ilişkindir.
Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sanığa 02/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın süresi içerisinde temyiz talebinde bulunmadığından bahisle hükümlerin kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlendiği, sanık müdafiinin 12/10/2021 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunduğu, sanığın yokluğunda verilen kararın savunmasında bildirdiği adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebliğ edildiği, ancak tebligat belgesinde muhatabın nerede olduğu sorulan ve kendisine haber verilen komşunun adının ve soyadının yazılmadığı, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğu, sanık müdafiinin temyiz ve eski hale getirme isteğinin haklı, temyizin öğrenme üzerine ve süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu durumda sanık hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/06/2014 tarihli 2013/5 Esas 2014/29 Karar sayılı (… (kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27/06/2014 tarihli 2013/76 Esas 2014/626 Karar sayılı) kararı ile verilen hükümlerin kesinleşmemesi karşısında, sanığa atılı 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 86/3-a, maddelerinde düzenlenen kasten yaralama ve aynı Kanun’un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçlarının kanunda öngörülen cezalarının türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince 8 yıllık dava zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanık hakkında mahkumiyet kararının verildiği 27/06/2014 tarihinden sonra zamanaşımını kesen bir işlem bulunmadığı, dava zamanaşımının 27/06/2022 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle Yüksek Daire kararına karşı sanık … lehine 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz olağanüstü kanun yoluna başvurulmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1. İtirazımızın KABULÜ ile,
2. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 21/06/2022 tarihli ve 2022/5060 Esas 2022/15642 Karar sayılı temyiz isteminin REDDİNE ilişkin kararının KALDIRILMASI,
3…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/06/2014 tarihli 2013/5 Esas 2014/29 Karar sayılı (… (kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27/06/2014 tarihli 2013/76 Esas 2014/626 Karar sayılı) sanık … hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin BOZULMASI, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesine göre sanık hakkında atılı suçlardan açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/2-d, 67/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi,
4. İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, 5271 sayılı CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi,
Arz ve talep olunur.
” şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraza konu uyuşmazlık, sanığın savunmasında bildirdiği adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığına ilişkindir.
III- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
7201 sayılı Tebligat Kanununun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde;
“Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi” başlıklı 20. maddesi;
“13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır” şeklinde düzenlenmiştir.
Tebligat Tüzüğünün “Tebliğ İmkansızlığı” başlıklı 28. maddesi;
“Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.
Muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilmemişse, tebliğ evrakı, çıkaran mercie geri gönderilir.
Muhatap ve onun yerine tebligat yapılacak kimseler, o adreste bulundukları halde tebliğin yapılacağı sırada orada mevcut değillerse 30 uncu maddeye göre muamele yapılır”;
Anılan Tüzüğün 30. maddesi ise; “28 inci maddenin son fıkrasında ve 29 uncu maddede zikredilen ahvalde tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza mukabilinde teslim eder.
Tebliğ memuru, Tüzüğe ekli 2 numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. Durumu muhataba duyurmasını mümkünse en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.
İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” şeklinde düzenlenmiştir.
İnceleme konusu somut olayda, sanığın yokluğunda verilen hükme ilişkin, adres kayıt sisteminde kayıtlı olmayan, sanığın duruşmada bildirdiği ve bilinen en son adresine çıkarılan tebligatın, 14/1 numaralı dairede oturan komşusuna sorularak adresin kapalı olduğunun öğrenildiği, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tebligatın mahalle muhtarlığına teslim edildiği, 2 nolu haber kağıdının düzenlenerek adresin kapısına yapıştırıldığı, durumdan haberdar edilen 14/1 numaralı dairedeki komşusunun isim ve imzadan imtina ettiği şerhi konularak tebliğ edildiği olayda; kendisine haber verilen komşu, yönetici veya kapıcının isim verme ve imza atma zorunluluğu ile tebliğ memurunun bu hâlde başka bir komşuya, varsa yöneticiye veya kapıcıya haber verme görevinin bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığa yapılan tebligat işleminin, Tebligat Kanununa ve tebliğ tarihinde yürürlükte olan Tebligat Tüzüğüne uygun olarak gerçekleştirdiği kabul edilmelidir. Temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
IV- KARAR
Dairemizin 21/06/2022 tarihli ve 2022/5060 esas 2022/15642 sayılı kararı usul ve Yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 06/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.