Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2022/1115 E. 2022/9533 K. 06.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1115
KARAR NO : 2022/9533
KARAR TARİHİ : 06.04.2022

KARAR

Hakaret, tehdit ve basit yaralama suçlarından sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/2 delaletiyle 125/1, 106/1-2. cümle, 86/2, 62 (3kez), 52/2 (3 kez) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251/3. maddeleri gereğince 1.120,00 Türk lirası, 60,00 Türk lirası ve 1.500,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/04/2021 tarihli ve 2021/55 esas, 2021/150 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre,
1-Sanığın üzerine atılı tehdit ve basit yaralama suçlarının uzlaştırmaya tabi olması karşısında, sanık ve müştekinin uzlaşmayı kabul ettiğini belirterek uzlaştırma teklif formlarını imzalamalarına rağmen, uzlaştırma raporunda sanık ve müştekinin telefonda uzlaşmayı kabul etmemeleri nedeniyle uzlaşmanın sağlanamadığı belirtilerek çelişkiye yol açıldığı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Kabule göre,
Tehdit suçu yönünden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümlesinde yer alan “Malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.” ve aynı Kanun’un 61/9. maddesinde yer alan “Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, somut olayda Mahkemesince 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. cümlesi uyarınca temel ceza olarak alt sınır olan 1 ay üzerinden adli para cezası ile başlanılması suretiyle sonuç cezanın 360,00 Türk lirası olarak tayin edilmesi gerekirken, 5 gün adli para cezası ile başlanmak suretiyle sonuç ceza olarak 60,00 Türk lirası adli para cezasına karar verilmek suretiyle eksik ceza tayin edilmesinde,
3-Sanığın savunmasında, müştekinin kendisine hakaret içerikli sözler söylediğini ve çocuklarını bir buçuk yıldır göstermediğini belirtmesi karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre tehdit ve basit yaralama suçları yönünden 5237 sayılı Kanun’un 29, hakaret suçu yönünden ise aynı Kanunun 129. maddelerinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmamasında,
İsabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1-“1” numaralı istem açısından yapılan değerlendirmede,
CMK’nın 253. maddesinde ;
“(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. … ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
6. Hırsızlık (madde 141),
7. Güveni kötüye kullanma (madde 155),
8. Dolandırıcılık (madde 157),
9. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),
10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.” şeklinde hükme yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda, tarafların uzlaştırmacı tarafından gönderilen uzlaşma teklif formunu 17.01.2021 ve 15.01.2021 tarihlerinde “kabul ediyorum” biçiminde imzalamasına karşın, 20.01.2021 tarihli uzlaştırma raporunda “tarafların uzlaşmayı kabul etmemesi nedeniyle uzlaşmanın gerçekleşmediğinin” belirtilmesi ve bu rapor altında da tarafların imzasının bulunması karşısında, mevcut çelişki giderilmeden uzlaşmanın gerçekleşmediğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
2- “2” numaralı istem yönünden yapılan değerlendirmede;
5237 sayılı Kanun’un 49/1. maddesinde yer alan “Süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hâllerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz.”, yine aynı Kanun’un temel cezanın belirlenmesi başlıklı 61/9. maddesinde yer alan “Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.” şeklindeki düzenlemeler ile sanığa atılı suçun düzenlendiği 106/1. maddesi 2. cümlesinde yer alan “…Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, mahkemesince temel cezanın 5 gün karşılığı adli para cezasından başlanarak tayini hukuka aykırıdır.
3-“3” numaralı istem yönünden yapılan değerlendirmede;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, … Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak … ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
… İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.( Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 gün ve 260/281 sayılı kararında ise, olaya ilişkin tüm deliller toplanıp, değerlendirilip suçun oluştuğu kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, delil takdiri yapılarak verilen karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda;
Sanık …’ın aralarında çıkan tartışma neticesinde müşteki …’ı yaraladıktan sonra tehdit ve hakaret ettiği olayda sanığın hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçlarından mahkumiyetine karar verilmesinin ve TCK’nın Kanunun 29. ve 129. maddelerinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı bizatihi mahkemenin takdirine ilişkindir ve takdir hakkını bu yönde kullanarak uygulama yapmıştır.
Takdire ilişkin konular, olağanüstü kanun yolu olan, Kanun yararına bozma yoluyla denetlenemeyeceğinden kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- “3” nolu isteme yönelik … Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE,
2- Tehdit, hakaret ve kasten yaralama suçlarından sanık … hakkında, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01/04/2021 tarihli ve 2021/55 esas, 2021/150 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA,
3- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere … Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.